Gönderi

112 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Erken Mi Ölür Babalar İsmet Özel’e sorarlar: Ey şair! Şiir nedir? Üstat Özel’in cevabı manidar: İki arkadaş genişçe, büyükçe bir merdivenden iniyorlar. Birine ne oluyorsa, ayağı kayıyor ve merdivenden düşüp aşağıya kadar yuvarlanıyor. Ve durduğu yerde hareketsiz yatıyor. Yanındaki arkadaşı korku, telaş ve heyecanla yanına gidiyor. Ve ‘’Bir şey söyle, bir şey söyle’’ diye bağırıyor. Düşen arkadaşı ise gözlerini açıp bir şey söylüyor. İşte onun söylediği bu ‘’şey’’ şiiridir. Ne söylediği mühim değil, kendisinden bir şey isteniyor olmuş olması, kendi canlılığını gösteriyor olması şiirdir. Binlerce şiir tanıma rağmen bu tanımla başlamış olmamın bir sebebi, insanın yaşamadığı olayları, tam manası ve sırasıyla, doğru düzgün anlatamayacağıdır. Yalancıya sorun iki defa aynı şeyi anlatamaz derler. Şiirin kemikleşmiş bir yapı olmasının sebebi de esasında yalana yer vermemesidir. Şiir yalanı sevmez fakat imgeye hayrandır. Bu hayranlık şairi duygu ve durum üzerine detaylı bir incelemeye sevk eder. İşte kıymetli şair ve yazar Muhammet Yalçın Azizoğlu da kitabında buna işaret ediyor. Erken Mi Ölür Babalar, şairin merdivenlerden düşüşünü ve buna rağmen canlılığını teşkil ediyor. Acıyla, kederle, mutlulukla ve dervişane bir şekilde harmanlanmış şiirleri okuyunca kendinizi uçsuz bucaksız bir denizde hissetmemek mümkün değil. ‘’Meryem doğurdu İçimde büyümekte Ölümsüz İsa’’ Azizoğlu eserinde ilk olarak kırk yedi adet haiku tarzı şiire yer vermiş. Haiku, Japonların ‘’eğlenceli mısra’’ anlamına gelen şiir türüdür. Hatta dünyadaki en kısa şiir türü olarak bilinir. Edebiyatımızda da Melih Cevdet Anday, Orhan Veli gibi isimleri etkilemiştir. Fakat Azizoğlu, edebiyatımızda etkilenenler dışında bir farklılık kazandırmış bu şiir tarzına. Anadolu’muzun o hoyrat, çekingen ve nihayetinde arabesk tavrını Japon şiir sanatıyla etkileşime tabi tutarak, şiirin evrensel oluşuna işaret eden büyük bir örnek oluşturmuştur. Haiku bugün insanlara en kısa halde en yoğun duyguları kazandırmak adı altında yazılır ve ben bu konuda kıymetli şair ağabeyimi kutluyorum. ‘’Yokluğunu kadeh yaptım içiyorum Ayağı kırık ahşap masada Yokluğunu urgan yaptım boynuma baba Her gece şiir asılmakta hüzün sarhoşluğunda’’ Yine serbest manzum eserleri de birçok farklı nüanslar barındırmakta. Toplamda otuz bir adet olan manzum eserler: aşktan, öfkeye; sevgiden, nefrete; ölümden yaşama kadar muazzam bir şekilde karşılıyor okuru. Özellikle yaşadıklarından kaleme döktüğünü anladığımız anı-şiirleri yukarıda bahsettiğimiz İsmet Özel tanımına tam olarak işaret ediyor. Birkaçının hikayesine tanık olduğum yahut ‘’bir anlat da dinleyelim yine.’’ dediğim şiirlerin hikayelerinin, bu şiir kitabının çıkmasında ne kadar büyük rol oynadığını anlatamam. Yüz on iki sayfadan oluşan şiir kitabının kapağında ise rahmetli babasının son fotoğrafını kullanan Azizoğlu, bizlere ‘’baba’’ kavramının kutsallığını ve babasız kalmanın o garip hüznünü anlatıyor. Dünyaya ölmez bir eser daha bırakan değerli şaire, şiir yolunda muvaffakiyetler diliyorum.
Erken Mi Ölür Babalar
Erken Mi Ölür BabalarMuhammet Yalçın Azizoğlu · Göl Kitap Yayıncılık · 20223 okunma
·
64 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.