Gönderi

272 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
"Ve acının çoğu kez tek başına yaşandığı bir dünya."
Albert camus Varoluşçuluk ile ilgilenmiştir ve absürdizm akımının öncülerinden biri olarak tanınır. 1957'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak, Rudyard Kipling'den sonra bu ödülü kazanan en genç yazar olmuştur. Ödülü aldıktan 3 yıl sonra bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. Hayatı Çocukluğu ve gençliği 20. yüzyılın en güçlü Cezayirli yazarlarından biri olan Albert Camus, 1913'te Cezayir'in Mondovi kasabasında doğdu. Yoksul bir aileden gelen Camus'nün babası bir Alsaslı, annesi ise İspanyol'du. I. Dünya Savaşı sırasında, 1914'te babasını kaybetti. Annesi evlerde hizmetçilik yaparak oğlunu okutmaya çalıştı. Ancak Camus, daha bağımsız bir hayat sürebilmek için evinden ayrıldı. 1923'te liseye, ardından da Cezayir Üniversitesi'ne kabul edildi. Üniversite eğitimi sırasında sağlığı bozuldu ve 1930'da vereme yakalandı. Hastalığı yüzünden üniversite takımının kaleciliğini bırakmak zorunda kaldı. Bundan sonra çeşitli işlerde çalışmaya başlayan Camus, felsefe eğitimini ancak 1936'da tamamlayabildi. Bu kitap bir kent tasviriyle başlıyor "Bir hapsedilmişliği başka bir hapsedilmişlikle göstermek, gerçekte var olan herhangi bir şeyle göstermek kadar mantığa uygundur." Bu yazar ile ilk tanışmamız. Her kelimesi ,cümlesi tam anlamıyla muhteşem. Çok uzun olmamakla birlikte ilk başladığınız andan itibaren bırakmak istemeyeceğiniz bir kitap dili sade ve akıcı, oldukça sürükleyici bir dil özelliğine sahip Cezayirin oran şehrinde bir veba salgınını anlatıyor. İnsanı düşündüren soru Veba sadece bir hastalık olarak mı? vebadır yoksa bir felaketin kabusu, yazgıya dönüşmesi anlamında da mı? vebadır. Veba sadece sağlıkta yada hastalıkta insan vücuduna giren bir mikrop mudur yoksa hayatımızdan koparıp atmadığımız kötülük müdür insana bunu düşündürüyor. Mutlaka okunması gereken bir kitap
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 201520.3k okunma
·
134 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.