Gönderi
3 perdelik ilginç bir tiyatro desem kimsenin itirazı olmaz sanırım. İtiraz edeceğinden değil, okuyanı yok. Okudukça yazarın neden okunmadığını garipseyerek ilerlemeye devam ediyorum. Birkaç yerde bu kitabın oldukça kötülendiğini, kadının ezilmeye çalışıldığını gördüm ancak böyle bir durum söz konusu değil. Bu tamamen nasıl baktığımıza bağlı bir durum. Nasıl?
Birkaç açıdan ele alabiliriz bunu. Birincisi çizilen kadın portresinin gerici bir şekilde ele alındığı şeklindeki düşünce. Bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Yazılanlardan ilk başta kadının dizini kırıp evde oturması lazım geldiği anlaşılıyormuş. Eğer gerçekten böyle olsa 3 farklı çiftle yapılan evlilik incelemesinde çalışma azmi olanlar başarılı iken çalışma azmi olmayıp evi çekip çeviren ve evin lideri gibi gözüken kadın karakter neden mutsuz ve çıkarcı bir şekilde lanse edilsin. Bence dikkatli okunmamış, yahut yazarla yeni tanışılmış ve düşüncesine hakim olunamamış yahut yazarı hiç anlamadan üstünkörü okuyup geçmişler. Bunları söylüyorum çünkü amaç farklı burada.
Burada kadın biz erkeklerden oldukça farklı ve doğrusu budur. Nasıl mı? Mesela bir evli bir erkek ömrünün sonuna kadar çalışabilir. Kadın böyle değildir. Şahsen benim kadınım yorulduğunda yahut çalışmadığında ben ona bakabilecek durumda olmalıyım. Böyle bir gücüm olmalı. Çünkü ben kadınımı rahat ettiremeyeceksem, onun istediği şekilde yaşamasına bir faydam olmayacaksa neden evlendim ki? Sadece üremek için mi? Saçma.
İkincisi, bu kadınlar arasındaki annelik vurgusudur. Net olarak söylüyorum ki bir çocuğun, annesinden alacağı eğitimin yerini hiçbir şey tutamaz. Bazen çocuklar neden babaya emanet edilmez şeklinde paylaşımları görmüş, sizler de şahit olmuşsunuzdur. Tabi bunlar işin şakasıdır ancak bir annenin eğitimi his olarak farklıdır. Manevi olarak bize kattıklarını nasıl anlatırım bilemem ama. Annenin eğitimine daha fazla katkı sağladığı çocuk her zaman daha sağlıklı düşünen, daha düşünceli hareket eden, daha duygusal bir çocuktur. Şahsen benim yetişmemin aslan payına annem sahip olmasaydı bir robottan farkım olmazdı kanaatindeyim. Ayrıca yazarın toplumun düştüğü durumdan oldukça şikayet etmesi, kadınların konumundan da şikayetçi olup onlara bilimin ışığında yürümelerini sürekli söylemesi dikkatlerini çekmemiş de yazdıklarını anlamadan, onun düşüncelerine hakim olamadan yorum yapılmasını gördüğümde tabii ki kızacağım.
Buradaki erkekleşme bilhassa çalışma hayatıdır. Kadının çalışma hayatına girmesiyle erkekten farkı olmaması doğaldır ama düşünün ki evde baba zaten çalışıyor. Anne de çalışınca, hem de erkek gibi ömürlük çalışınca çocuk görmesi gereken, ihtiyacı olan ve muhtaç olduğu sevgiyi kimden alacak? Yok mu bir çocuk psikolojisi okuyan, çocuklar alanında araştırmalar yapan? Var tabi. Bu insanlar bu işlere ömrünü adıyorlar, bilmiyorlar mı?
Ve yine söylüyorum hanımlar. Hiçbir kadının hakkı ödenmez. Hele ki evlatlarına emek harcayanların. Başta da annelerimiz olmak üzere. Bu yüzden göreviniz oldukça zorlu. Ben sevdiğime yardımcı olacağım, sizler sevdiklerinize yardımcı olacaksınız, herkes sevdiğine yardımcı olacak ki bunlar aşılsın.
Ayrıca not olarak lütfen şu sizleri makine gibi gören, sürekli koşturmaca çalışma içine sokan insanlar yerine gerçekten kıymetinizi bilen, kendinizi değerli hissettiğiniz insanlarla beraber olun. Sonra sizin canınız yandığında bizim de canımız yanıyor arkadaşlar. Can yakmaktan çekinmeyenlerin umrunda değil çünkü. Çünkü onlar kişisel gelişimini tamamlayamadığı ve tek çözümü şiddette gördüğü için bir eğitimleri yok ve eğitimleri olmadığı için okumuyorlar da. Yani bizler sizlerin düşmanı değiliz güzel insanlar. Sevilmediğiniz, makine olarak görüldüğünüz kalplerden uzak durun. Böyleleri yok evlenince, yok çocuk olunca, yok biraz daha yaş olgunlaşınca falan düzelmez, düzelmiyor. Allah korusun hepinizi.
Hepimize iyi okumalar dilerim. Dikkatli ve anlayarak okumanız dileğiyle..
·
246 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.