Gönderi

90 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
#yanıksaraylar     #sevimburak Gönül isterdi ki burada uzun uzun Sevim Burak'tan bahsedeyim. En basit şekliyle söylemem gerekirse Sevim Burak okunması her anlamda zor bir yazar. Büyük /küçük harf, imla işaretleri kullanımı, metafor kullanarak kaleme aldığı öyküleri, şiirsel dili, anlamak için emek verilmesi gereken yazarlardan. Öykülerinin merkezinde ; kadınlar ve ötekiler var. Sevim Burak ; öykülerin de kadını mekanlarla özdeşleştirerek anlatıyor. Bir nevi isyan, başkaldırı var öykülerinde... Yanık Saraylar kitabı altı öyküden oluşuyor. İlk öykü, Sedef Kakmalı Ev ,Nurperi Hanım Yanyalı bir köle , yıllardır bakımını yaptığı Ziya Bey öldüğünde, oturduğu eve sahip olma hayali taşıyor. Çünkü öykü öznesi kadın, ancak bir mekân içinde var olabileceğini düşünüyor. Nurperi Hanım, Ziya Bey’den ona kalacak olan evin dışarıdan tehdit edildiğini, Ziya Bey’in akrabaları tarafından elinden alınacağının korkusunu yaşıyor. İkinci öyküde ki Kadın'ın aslında karşı pencereden izlediği kendisi. kendini aşağı attığında akıp giden zamanı durduracağını düşünüyor. Varlığını , ölümle görünür kılınacak çünkü. Öyküde geçtiği gibi o ana kadar “yemek odalarında, mutfaklarda, sandık odalarında bağırtılan” kadın, toplumun genel eğilimi olarak bu alanlarla sınırlandırılıyor. Pencerenin perdesinin kapanıp açılması, perdenin koltuğun kenarına sıkıştırılması, mekana hapsedilen kadının ölüm isteğinin gelip gitmesini ifade ediyor. “Yanık Saraylar”, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasından doğan travmayı çok iyi anlatan bir öykü. Adıyla da zaten ortadan kalkmış bir geçmişin ifadesini taşıyor ki bu geçmiş Sevim Burak’ın öykülerini var eden bir yapı. Bunun yanı sıra, kadının toplum içindeki var oluş sürecini irdeliyor “Yanık Saraylar”. Öykünün baş karakteri gerçekte yaşamış biri. Burak’ın ablasının İstanbul Ticaret Odası’ndan arkadaşı olan Nebahat Hanım. Nebahat Hanım, Burak’ın elle yazdığı öyküleri daktiloyla temize çekiyor. “Yanık Saraylar”, Burak’ın hemen her öyküsünde olduğu gibi gizemli bir girişle başlar. Şiirsel bir dili vardır yine. Toplum düzenine, “uğraş düzeni” adını verir. Uğraş düzenin sıkıştırılmış yapısını ifade etmek için Yeşilköy, yol, kapılar, anahtarlar ve kilitler gibi ayrıntılar kullanıyor. Toplumsal olduğu için büyük harfle vurguluyor. Öyküde bir de “tren” nesnesi var. Modern dünyada tren hem mekan hem de zamanı belirleyen bir yapıyı simgeliyor. Meğer ne güçlü bir başkaldırıymış Burak’ınki diyeceksiniz kitabı bitirdiğinizde. Kadın olmak, Yahudi olmak ve öteki olmak. Zamana karşı durmak, mekana ait olmaya karşı durmak…
Yanık Saraylar
Yanık SaraylarSevim Burak · Yapı Kredi Yayınları · 2018764 okunma
·
723 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.