Wulf Dorn dan başka bir kitap ile karşınızdayım. Bu yazarın kalemini çok beğendiğimi ve severek okuduğumu özellikle belirtmek istiyorum.
Fakat bu kitabını o kadar fazla beğenmedim. Sebebine gelince sonunu bağlayamadığını düşünüyorum ve beni sonu çok etkilemedi. Ama çocuklar üzerinden anlattığı yaşanan dramlar, acılar, gerçekten ruh sağlığınızı etkileyecek cinsten.
İnsan bu kitabı okur iken bunlar nasıl yaşanıyor, bu insanlar bu olayları gerçekleştirip nasıl hayatlarına devam ediyor dediğiniz oluyor. Kitap beni çok derin düşüncelere ittiği gibi, içimde derin acılar yaşattı.
Özellikle; 46. sayfa da geçen sahne beni bitirdi adeta.
"Babasının neden gülmediğini Kannitha'nın anlaması uzun sürmeyecekti. O da bir daha gülmeyecekti zaten. Gülmek yerine, yeniden sihirbazlık yapabilmeyi dileyecekti tüm kalbiyle. Az önce asansörde, başka bir yere gidebilmek için sadece bir düğmeye basmanın yeterli olması gibi...
Gelgelelim o odadaki yatağın düğmesi yoktu..."
Fakir olmak kimseye çocuğunu satma hakkını vermez. Bunun aksini iddia edebilecek bir argüman ben bulamıyorum.
Wulf Dorn kitaplarında alıştığımız tarzın çok dışında bir kitap olmuş. Yazar ile tanışma kitabı olarak seçilmesi ne kadar doğru bilemiyorum. Bana bu kitap daha çok distoptik gerilim tadı verdi.
Açıkça söylemek gerekir ise, ben halen psikiyatrist kitabında aldığım tadı kitaplarında arıyorum. Her ne kadar diğer kitaplarını beğenmiş olsam da halen bir psikiyatrist tadını yakalayamadım.
Genel anlamda başarılı bir kitap olsa da bence tanışma kitabı olarak okunmaması, çevremize ve çocuklara olan duyarlılığımızın daha fazla olması açısından okunması gereken bir kitap.
Yorumlarınızı merak ediyorum, okuyan arkadaşlar ne düşündüklerini iletebilirseler memnun olurum.
Herkese iyi okumalar.