"bağır herkes duysun"Kadınlar üzerine yazılan kitaplar beni derinden etkiliyor ki bir kadın olarak bu tarz hisler içerisinde olmam çok doğal. Hele ki Türkiye gibi kadınların her hareketinin göze battığı bir ülkede. Bu kitap da kadına şiddet teması üzerinden şekillenmiş. Kadınların erkek şiddetiyle tanışma süreçleri, erkeklerin “erkek” olmasının toplum tarafından “güçlü, otoriter, yönetici” özelliklere sahip olmasından dolayı kadınları baskı altına almalarını anlatıyor. Lakin kitaptaki ana tema, kadınların maruz kaldıkları şiddeti bir süre sonra kanıksaması ve erkeğin şiddet uygulamasının değil, kendi davranışlarının yanlış olduğunu, bu sebeple erkeğin şiddet uyguladığının düşünülmesidir. Bazı kadınlar şiddete maruz kaldıkları ilk zamanlarda erkeğin bu davranışına anlam veremez lakin ilerleyen aşamalarda ve şiddete mükerrer olarak maruz kaldıkları durumlarda artık buna alışır ve “beni sevdiği için dövüyor”a kadar gelir konu. Bu da hayatımızdaki erkek şiddetinin bir zaman sonra normalleştiğinin göstergesi aslında.
Kitapta ilgimi çeken bir diğer kısım ise, şiddet uygulayan erkeklerin çoğunun, kadının “olması gereken” kadınlık durumunun dışına çıktığı için şiddet uyguladıklarını söylemesidir. Örneğin kocasının cinsel ihtiyaçlarını karşılamamak, yemek yapmamak, bulaşık yıkamamak gibi kadınlarımıza yüklenen toplumsal kodların ihlal edilmesi…
Bu durum esasında çevremizde çokça karşılaştığımız bir şey. Kadınların sürekli belli kalıplara uygun hareket etmesi gerekir. O kalıpların dışına çıktığı an kadın dayağı hak eder zira olması gereken kadın değildir artık. Kadın dediğin namuslu olur, ortalık yerde kahkaha atmaz, saçını açmaz, edepli olur vs vs pek çok kod yükleniyor bize. Bunlara başkaldırmak mı? Ne haddimize! Bununla ilgili ayet bile inmemiş midir? ; baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın ve onları dövün.
Kadın dendiğinde kişiliğimizden çok bedenimiz, cinsel kimliğimiz gelir insanların aklına. Peki neden? Kadın, cinsel kimliğinden önce bir insan kimliği taşımıyor mu? Biz kadınlara ne zaman ki cinsel obje değil de bir insan gözüyle bakılmaya başlanırsa o zaman belki bir şeyler değişir. Ama şu durumda çok da mümkün görünmüyor; kadının halen “namus “ olarak görüldüğü bu coğrafyada.
Ama bilinçli kadınlar bu döngüyü kıracak, buna yürekten inanıyorum. Her zaman derim; bilinçli kadın= bilinçli toplum.
Size uygulanan hiçbir şiddeti sineye çekmeyin, karşı çıkın, başkaldırın.
Okuyalım, bilinçlenelim, bu zinciri kıralım hemcinslerim.