Gönderi

Ya da pastel renkli filmler çekmek isterdi… Çamaşırhanenin yanında oynayan çocuklar, iplerde kuruyan çamaşırlar, babaların yüzleri, uzaklaşan trenlerin sesleri, kavak dallarını hışırdatan rüzgâr, okşanan bir ten, fotoğraflarda saklanan tüm o anılar, eski savaşçılar, bayraktarlar kafilesi, pırıl pırıl helikonlar ta tara ta ta tara ta tara ta ta, uçsuz bucaksız yemyeşil bir tarlada salınan papatyalar, kuşluk vakti iki öküzünü otlatan köylü… Zaman akıp giderdi, evlerdeki çatlaklar gitgide büyürdü, pul pul kabarmış sıvalar üflesen dökülecek gibi görünürdü, bağcıklar açılır ve ayakkabılar su alırdı. Her şey yavaş yavaş çözülür, tendeki hücreler de bir bir ölürdü, tırnaklar kırılır; retinadaki çomakçılar kırmızıyı yeşilden ayırmakta geçen her dakikada daha çok zorlanırdı.
·
1.277 görüntüleme
Seldo