Gönderi

1724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Hayat dersi niteliğinde kitap
Victor Hugo’nun Din-Doğa-Toplum üçlemesini Sefiller kitabı ile okuyup, bitirmiş bulunmaktayım. Dile kolay tam 1724 sayfa ve neredeyse hikayeye dahil olan tüm ana ve yan karakterler ile bir bütün oluyorsunuz okurken. Kitapta aşk, nefret, kibir, hırs, zarafet, yoksulluk, zenginlik, bağlılık, ihanet, yaşamdan zevk almadan, intihar duygusuyla yaşamaya kadar her türlü duygu bombardımanı var. Ana karakterimiz Jean Valjean 1700 sayfa boyunca bizlerle ancak yazar sürekli aynı isimi tekrarlamanın okuyucuyu sıkacağını düşündüğünden sürekli onu bir lakap ile ya da hikayeye dahil olan kişilerin kendisine uydurduğu isimle tanıtmasına imkan vermiş, bu isimler Mösyö Medeleine, Ultime Fauchevelent, Mösyö Leblanc ve Urbain Fabre adlarıylada geçmektedir. Peki kimdir bu Jean Valjean kısaca bahsetmek gerekirse ekonomik bunalım döneminde kız kardeşlerini beslemek için ekmek çalmasıyla yakalanıp cezaevine atılıyor, daha sonra cezaevinden kaçmayı başararak evine kardeşlerine dönmeyi planlarken hapiste kürek mahkümu cezasına çarptırıldığı için sarı kimlik veriliyor kendisine ve gittiği her yerden dışlanmasına sebep oluyor bu kimlik. Tam herkesten umudunu kesmişken yaşlı bir Digne piskoposu ona acıyarak evine davet ediyor. Tabi Valjean gözünü kendisine yardım eden piskoposun gümüş çatal bıçak takımına dikiyor ve onları bir gece çalarak evden kaçıyor. Tabi daha sonra piskopos onu affediyor ve son nefesini vermeden ona çok iyi bir adam olmasını vasiyet ederek ölüyor. Bu andan sonra zaten Valjean’ın hayatı değişiyor diyebiliriz çünkü kendisini tüm kötülüklerden arındırarak iyi bir adam olmak için piskoposa söz veriyor. Hugo o kadar naif bir dille hikayeyi kurgulamış ki kendisine hayran olmamak elde değil. Mesela kitabın daha başında Valjean’i bize tanıtıyor ve 7 kız kardeşi olduğunu söylüyordu hatırladığım kadarıyla ve bir daha ailesi hakkında bahsedilmeyeceğini söylüyor ve 1700 sayfa boyunca ailesi hakkında tek bir satır dahi kaleme almıyor, bu detay beni çok şaşırtmıştı okurken. Bir ikincisi Jean Valjean'in evlatlık edindiği Cosette ile ilgili o da şu; 15 yaşına gelen Cosette hakkında hiçbir bilgi vermiyor, dış görünüşünden başka özel hayatı ile ilgili betimleme yapmıyor bunu da genç bir kızın özel hayatını betimlemenin yanlış olduğunu düzyazı ile anlatılmaması gerektiğini vurguluyor, sizce de mükemmel bir düşünce değil mi bu? Aldığım notların bir diğeri de daha önce hiçbir aşk kitabında dahi böyle naif bir cümle ile karşılaşmamış olmam. 2. Cilt sayfa 483’ te Eponine ölmeden sevdiği adama şöyle bir cümle kuruyor; ‘’ Bana öldüğümde alnımı öpeceğinize dair söz verin. Onu hissedeceğim.’’ Daha önce vücudumdaki kan akışını hızlandıran çok az böyle cümle okudum. Peki okurken hiç sıkılmadım mı, tabii ki de sıkıldığım yerler oldu. Waterloo savaşı, XIV. Louıs’in zarafetli yaşamı hakkındaki betimlemeler, 93 yılı olayları ve Temmuz olaylarının uzunca tasvirleri bir ara hiç bitmicek gibi gelmişti. Onu da şuna bağlıyorum; Victor Hugo eski bir parlamento üyesi olduğu için siyaset ile iç içe bir yaşam sürmüş ve haliyle siyasi görüşleri yoğun olan birisi ki zaten bu düşünceleri yüzünden hapis yatıp sürgüne gönderilmiş. Tabii gidipte siyasi görüşlerini açıkça belirtmek yerine hikaye ile kurgulamış ve burada ben görüşlerini Marıus aracılığı ile aktardığını düşünüyorum. Özellikle baştaki Waterloo savaşını A harfi üzerinden anlatması kaleminin ne kadar keskin ve kuvvetli olduğunun göstergesi olduğunu düşünüyorum. Victor Hugo akılda kalıcı çok özgün karakterler yaratmış; Jean Valjean, Fantine, Cosette, Marius, Javert, Thenardier bunlardan bir kaçı sadece. Valjean’den sonra beni en çok etkileyen karakterler hikayede toplam 100 sayfa bile yer kaplamayan Fantine ve Eponine oldu. Sefilliği doruklarda yaşamış ve kitap sanki bunlar üzerine kurulmuş gibiydi. Cosette en çok üzüldüğüm karakter olduysada son sayfalarda sanki bana ihanet etmiş gibi sinirlendirmişti beni. Öyle böyle 1 ay elimde gezdi kitap, okuyamadım, çok üzüldüm, çok sinirlendim, o son 100 sayfa da yaşadığım duygu bombardımanını anlatmıyorum bile. Keşke 3. Cilt olarak devam etseydim hiç bitmeseydi kitap, bende kalın kitap okuma korkusunu bile yendirdi hatta direk kitaplığımdaki acaba hangi kalın kitabı okumaya başlasam diye düşünüyorum, etkisi büyük oldu bende. Kendimi bildim bileli kitap okurum ve onlarca en iyi kitaplarım listesine yeni kitaplar girdi, çıktı. İnanıyorum ki her zaman 1 numaram olucak kitabı okumanın mutluluğu ile bitiriyorum incelememi. Keşke herkes hayatında 1 defa da olsa şu kitabı okumuş olsa. Kitabı okuduktan sonra 1998 yapımı Sefiller filmini de seyretmenizi tavsiye ederim. Jean Valjean karakteri her ne kadar Hugo’nun betimlediği gibi biri olmasa da olay akışı, kurgusu aynı tam da kafamda canlandırdığım gibiydi.
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202488,4bin okunma
·
1.374 görüntüleme
Hülya okurunun profil resmi
Kesinlikle bir şaheser.Bir inceleme de ben yazmıştım 😊
L. G. okurunun profil resmi
Kitap.herkesi etkilediği gibi beni de çok etkiledi Karşılıksız yapılan iyilikler er yada geç insana mükafat olarak dönecektir Yapılan küçük bir iyilik tüm.insanligi değiştirecektir
Aylin Özdemir okurunun profil resmi
En yakın zamanda okuyacağım bende, güzel inceleme olmuş teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.