Gönderi

2 Mayıs 1960 günü, profesör Mustafa İnan Teknik Üniversitesinin Radyosu'nun hürriyete kavuşması münasebetiyle su konuşmayı yaptı: Sayın dinleyenlerim, İstanbul Teknik Üniversite Radyosu, bir aydan fazla susturulmayı müteakip, bugün tekrar yayınlarına başlıyor. Teknik Üniversite olarak bizler ve bütün Türk gençliği buna ne kadar sevinsek azdır. Çünkü bu kapatma periyodu, alelade bir radyonun herhangi bir sebeple çalışmasına ara vermesi gibi değildir. Bu, ilmin ve tekniğin sesinin kesilmesi ve gençliği susturma gayretinin bir maddi sembolü idi. Her şeye el uzatan istibdatçı zihniyet, buna da el atmıştı. O, gençliğe ve aydına inanmıyor, haklı olarak ondan korkuyor ve çekiniyordu. Bilmiyordu ki insanların çeşitli faaliyetlerine türlü zulüm ve tedbirle bağ vurabilirler, yalnız düşünme kudretine ve hürriyet sevgisine asla. Büyük şairimiz Namık Kemal "Ne mümkün zulm ile bidat ile imhayı hürriyet / Çalış idraki kaldır muktedir isen ademiyetten" diye bundan yıllarca evvel bağırmamış mıydı? Bugün eriştiğimiz ve hepimizin göğüslerini kabartan zaferin asıl mânâsı, aydınlığın zulme, akıl ve ilmin gerilik ve cehalete olan galebesidir. Bu sebepledir ki radyomuzun açılışından ayrı bir sevinç duymaktayız. Burada bize bugünleri bağışlayan ve uğrunda aziz kanlarını akıtan Türk gençliğine ve asil kahraman ordumuza minnet ve şükranlarımızı sunmayı en başta gelen vazifemiz olarak biliyoruz. Şimdi bütün aydınlara olduğu gibi biz Teknik Üniversitelilere düşen en mühim görev, bu necip hareketin vakarına yakışan sükûnet ve huzuru temine çalışmak, aklın ve ilmin rehberliğinden ayrılmamak ve ATATÜRK'e layık olmaya gayret etmektir. Bu huzur ve sükûn devresinden sonra Türk gençliğinden, aziz vatan için temennimiz, çalışmak ve yine çalışmak olacaktır. İstikbalimizin ancak bu gayrette olacağına inanıyorum. VAR OLSUN İLMİN SESİ VE KORUYUCULARI
Sayfa 224 - İletişimKitabı okudu
·
165 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.