William Faulkner bu kitabı yazarken bilinç akışı tekniğini kullanmış. Karakterden karaktere geçiş yapmak gerçekten kolay değil, belki ben de bu zorluğu okurken hissettim, yoruldum. Çok sık geçişler başımı döndürdü; bir an Darl iken Jewel, ardından Cora, Dewey Dell, Cash,Tull, Anse, Vardaman gibi gibi gibi… Bir de kitaptaki atmosfer bana sanki Portekiz, Meksika gibi ülkelerdeymişim hissi uyandırdı Gabriel Garcia Marquez ya da Jose Mauro de Vasconcelos’ın hemşehrisi sanki Faulkner oysaki Amerikalıymış. Cümleler anlaşılması zor her sahneyi gözümde canlandıramadım, dediğim gibi bir an içinden konuşan bir adam aniden diyaloğa girebiliyor, karakterler peşinde ordan oraya savrulduğumu hissettim ta ki Addie’ye kadar onu bir nebze de olsa anlayabildim. Addie’nin ( kitaba adını veren ölmek üzere olan kadın) şu cümleleri kitaba kaybolmuş olan ilgimi geri getirdi. Belki de Addie’nin bakış açısına sıcak bakıyor olmamdan. “Ve Cash’e gebe olduğumu anlayınca gördüm ki yaşamak korkunç bir şeydi ve bu da ona cevaptı işte. Kelimelerin bir şeye yaramadığını anladığım zamandı; kelimelerin söylemek istediklerine bile uymadıklarını. Doğduğunda anladım ki analık kelimesini böyle bir kelimenin olmasını isteyen biri bulmuş çıkarmıştı, çünkü çocuğu olanlar bu söz varmış yokmuş pek umursamıyorlardı. Sonra Darl’a gebe kaldığımı anladım. Önce inanamadım. Sonra Anse’i (eşi) öldüreceğimi sandım. Sonra baktım ki Jewel’a gebeyim. Bunu anlamak için, hatırlamak için uyandığımda iki aylık olmuştu. Babam ölü kalmaya hazırlanmak için yaşanır derdi. Sonunda ne demek istediğini ve ne demek istediğini kendinin de bilemeyeceğini anlamıştım. “ Kitapta kızılderili havası almıştım hep, Murat Belge’nin önsözüyle hislerim doğrulandı. “Sartoris’in çok başarılı bir roman olmadığı söylenmiştir ve muhtemelen bu doğrudur. Ancak Faulkner’ın hemen hemen bütün romanlarında ele alacağı temaları ve ayrıca da yarattığı yer Yoknapatawha yöresini ilk işlediği kitap olması bakımından Faulkner’ın yazarlık kariyerinde yeri önemlidir. Yoknapatawha bir güney devletinde Faulkner’ın doğduğu Mississipi’de bir yöredir. Başkenti gene Faulkner’ın icat ettiği Jeffersondır. Birkaç istisna dışında bütün Faulkner romanları bu yörede geçer. Dolayısıyla bir çok karakterini birden fazla romanda görürüz. Yörenin ilk sahipleri Kızılderililerdir. Bu güney bölgelerinde Chickasaw ve Choctaw kabileleri yaşamıştı.” Kitabın konusu Addie, kırk mil uzaklıktaki Jefferson mezarlığına ailesinin yanına gömülmeyi vasiyet etmiştir. Bunun üzerine Bundren ailesi, sıcaklıkla ve sellerle buluşacakları uzun bir yolculuğa çıkar.

Döşeğimde ÖlürkenWilliam Faulkner · İletişim Yayınevi · 20181,255 okunma

·

107 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

NeSLi