Gecenin karanlığında, ispiyon peşinde parti müfettişleri. Nazizm'i durdurmuş "Çengel" bıyığı ile Sovyet Birliği'nin Bir'i. Bir'in izinde tek sıra; bir cetvel gibi dümdüz çizilmeli yol. Karanlığın göğünde yıldızların masallarını örter, barbar kavimlerin fırtına yüklü bulutları. Masallarını yitirmiş halkların evlatları, hızlı koşan atların ardına dizilir. Bir tümsek kadar değer biçilmeyen ömür, başkasının isimsiz askeri olarak son bulur. Tanrı'nın sözünü kesen, salt kendi sözünü haykırabilir kulaklara. Tanrı sözünün kalbine ulaşmadığı bir topluluğa, her tacir peygamber giysisi altında gelir. Mankurtlaşan askerin peşinde giden annenin bahtı, keder ile tükenmektir; ne akraba kalmıştır, ne de aile. Ve de kalmamıştır ninniler ile ısıtan, sevgi kucağı bir anne. " Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek, uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir..gider gelirdi.." Şafağın kızıllığında anneler çocuklarını karanlıktan uyandırır. Dağlarda, geçit vermez kar buzullarını yırtar, incecik boyunları ile çiçekler. ilk renginde baharın, bir koşturmadir başlar; kimisi atların rehvan koşusunda, kimisi kızışmış bir devenin çılgın nagmesinde. Sonra kızarmaya başlar bozkır; kurumaya başlar umutlar. Kararmaya başlar ısınmış raylar. "Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek, uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir..gider gelirdi.." Sırtlarında terler çağlar, bel vadisinden emekçilerin. Dağlar dayanmaz bunca açlığına çalışmanın. Bir yel eser serininden; hep başı ak sisli yurtlardan. Birkaç damla göz yaşı döker; göllerden, denizlerden gurbet toplamış bulutlar. Bir sevda türküsüne başlar; ilk kalp çarpıntısını, bir göçebe çadırının bahar eşiğinde karşılayan ceylan boyunlu genç kız. Hüzün çöker. "Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek, uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir..gider gelirdi.." Ölür, en umulmadık hükümlere sahip ellerin sahipleri. Göklerden hayal toplayanlar da ateşe tutulur; göklerden haber getirenler de. Akşamın kızıllığı, ömrün yitimini haber verir. Çok geçtir zaman; son çarpıntıları adımlar aşkı haykıran yürekler. Mezarlar bile sahiplenilmiştir; ondandır ki ayakta öldüğü ile kalır nice deri. Bir güneş gibi batar giderken oysa; halkının masalını, umutlarını, keskin bakışlı kartallarını, sazını, sözünü de yanında götürür ozan. "Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek, uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir..gider gelirdi.." Bir veda bu Aytmatov'a; Mezopotamya ovasından, Sarı-Özek bozkırına.

Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202183 okunma

·

72 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kazım Söylemez