Gönderi

İnsanların, genellikle yöneticileri desteklemelerine ve onlara itaat etmelerine sebep olan soyut faktörler olan psikolojik ve ideolojik etmenler zayıfladığında veya tersine döndüğünde halk, karşı gelmeye ve direnmeye daha meyilli olacaktır. Diktatörlerin maddi kaynaklara erişimleri, güçlerini doğrudan etkiler. Finansal kaynakların, ekonomik sistemin, mülkiyetin, doğal kaynakların, ulaşımın ve iletişim araçlarının rejimin mevcut ve potansiyel karşıtlarının kontrolünde olması sayesinde, rejimin güç kaynaklarından biri daha zayıflayacak veya ortadan kalkacaktır. Grevler, boykotlar ve ekonomide, iletişimde ve taşımada artan özerklik, rejimi zayıflatacaktır. Daha önce de belirtildiği üzere, diktatörlerin halkın huzursuz, itaatsiz ve işbirliği yapmak istemeyen kesimini tehdit etme ve cezai yaptırım uygulayabilme kabiliyeti, diktatörlerin gücünün kaynağının merkezindeki unsurlardır. Bu güç kaynağı iki şekilde zayıflatılabilir. İlk olarak halk, savaşta olduğu gibi, isyanda da ciddi bedeller ödemeyi göze aldığı takdirde, cezai yaptırımların etkisi ciddi biçimde azalacaktır (yani, diktatörün baskısı, istediği itaati sağlayamayacaktır). İkinci olarak, polis ve askeri güçler muhalif ve hoşnutsuz olduğu takdirde, direnişçileri tutuklama, dövme veya vurma yönündeki emirlere bireysel veya kitlesel olarak uymayacaklardır. Diktatörler, baskı kurmak için artık polis ve askeri güçlere bel bağlayamadıkları zaman, diktatörlük ciddi bir biçimde zedelenmiş demektir. Özet olarak, köklü diktatörlüklere karşı başarı sağlamak için, rejimin güç kaynaklarını azaltacak ve ortadan kaldıracak direniş ve muhalefet gerekmektedir. Güç kaynakları sürekli yenilenmediği taktirde, diktatörlüğün gücü azalacak ve sonunda yıkılacaktır. Bu nedenle, diktatörlüğe karşı siyasi direnişin stratejik planlaması yapılırken, diktatörlerin en önemli güç kaynakları hedef alınmalıdır.
·
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.