Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

368 syf.
10/10 puan verdi
Zamir: İnsan İnsana Saplanmak İçin Var
İnceleme: Gaye Nur Karabay Hakan Günday’ın basılan son eseri olan Zamir, yeraltı edebiyatına farklı bir soluk getirdi. Okurken insanın içini garip bir hisle kaplayan bu eser, “İnsan nasıl barışır?” sorusuna yanıt arıyor. Biz de bu eşsiz eseri sizler için inceledik. Bir savaşın içinde dünyaya gelen Zamir’in sürüklenen hayatını ve iç yaşamını konu alan Günday; verdiği toplumsal mesajlar, savaşın getirdiği ağır psikolojik sorunları bize iliklerimize kadar hissettiriyor. Hakan Günday, eserlerinde insanın insana saplanmak için var olduğunu dile getiriyor. Bu cümleyi olumlu da olumsuz da anlayabiliriz aslında. Okurken eski kitaplarından da alıntı yaptığını fark etmemek mümkün değil. Özellikle ilk kitabı olan Kinyas ve Kayra’yı anımsatan alıntıları görmezden gelmek mümkün değil. Kinyas ve Kayra’da “Ama bil ki, zihnin cehennemindir ve sonsuza kadar yaşayacak!” diyen yazar, Zamir’de de “Çünkü aklım bir cehennemdi.” diyerek hala aynı noktada olduğunu gösteriyor bizlere. Kitabın genel olarak konusuna baktığımızda, savaşın içine doğan ve bir patlamayla yüzünü, gülüşünü, gözyaşlarını kaybeden Zamir’in bir yardım şirketi tarafından kullanılmasıyla hayatı bambaşka bir yola girer. Hayatına giren insanlardan hep bir şeyler öğrenen ve etkilenen Zamir, dünya yeni bin yıla girerken savaşın içinde olan dünyaya Birinci Dünya Barışı adlı vakıfta barış satan birine dönüşür. Günday, barış satmaktan kastını da şöyle belirtiyor: “Tuttukları dilek için bile para verir insanlar. Havuzlara, kuyulara para atarlar. Dileğini bile satın almaya çalışmış birine de barış hediye edilmez, satılır.” Kitapta; Afrika, Suriye, Almanya, İngiltere ve Amerika olmak üzere beş farklı yerde göçmenliğe neden olan olay ve savaşlar anlatılıyor. Yazar, bu olaylar ışığında dünya gündemini ve ülke politikacılarını keskin kalemiyle yerden yere vuruyor. Zamir’in bir savaşın içinde başladığı hayatı, kendi içsel çatışmaları ve kendini bulmaya çalışmasıyla devam ediyor. Hakan Günday kitabını tanıtırken şunları söylüyor: “Zamir, dünya üzerime yıkılıyormuş gibi yazmak zorunda olduğum bir metne dönüştü. Aslında bir sabah uyandım ve baktım ki dünya zaten üzerime yıkılmış… Bunu sadece tasvir etmek gerekiyordu. Başıma neyin düştüğünü anlamak için yazılmış bir hikaye.” El-Aman’da yaşanan bir patlamayla başlayan bu kitap, “Buradan ya ölüm çıkacak ya da Zamir adında bir kitap” diye bitiyor. Kitapta en çok ilgi çeken şeylerden biri de Zamir’in kafasında kurguladığı din. İnsanların dini her şeyin önünde gördüğü bu dünyada barışı getirebilmek için, her insanın Tanrı olduğunu ve böylece insanların birbirini öldüremeyeceğini düşünüyor. “Gerçekten de bütün bunları yok sayıp distopyaları geleceğe aitmiş gibi satmak sadece tezgahtı! İzleyene, ‘henüz durum o kadar da kötü değil, korkmayın!’ diyen bir sahtekarlık. Oysa mevcut durum tam da korkulacak kadar kötüydü. Ve o hikayelerin gelecekte geçtiğini iddia etmek, bugün yaşayan insanlara yapılabilecek en büyük hakarettir. Dolayısıyla distopya, ancak geçmişi anlatan bir hikaye olabilirdi. Ne de olsa geleceğe dair kurulabilecek tek bir hayal vardı. Çünkü dünyanın distopik tarihinde henüz görülmemiş tek şey oydu: Ütopya!” Bu alıntı kitabı özetliyor aslında. Hakan Günday kitabında tamamen bu fikre odaklanmış. Kitap sadece politikacılara ve siyasi gündeme değil aynı zamanda yardım kuruluşları adı altında dönen dolaplara da gönderme içeriyor. Sadece savaşın zorluğunu değil, kadın yaşamının zorluğunu, bir kadın olarak dünyaya gelmenin acımasızlığını da dile getiriyor. Kadınların bir ömür boyunca savaşta olduğunu ve hep erkeklere esir düştüğünü savunuyor. Kitabı da “Kadın olduğu için öldürülmüş tüm o kadınlara” diyerek kadınlara ithaf ediyor. Diğer kitap incelemelerimize göz atmak isterseniz: soylentidergi.com/kategori/edebiy...
Zamir
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,578 okunma
··
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.