Fırtınaışığı Arşivi serisinin üçüncü kitabı Oathbringer'i okuyalı baya oldu ama bu serinin tüm kitaplarına bir inceleme yazmak istiyorum. Bildiğiniz gibi serinin her kitabında bir karakterin geçmişini geri dönüşler yaparak öğreniyoruz. Bu kitapta Dalinar'ın kitabıydı. Onun çok karanlık geçmişini öğrendik ve o kana susamış adamın nasıl daha onurlu ve sorumluluk sahibi bir adama dönüştüğünü gördük. Gerçekten ilginç ve korkunç bir geçmişi varmış. İlk kitapta bir zamanlar Karadiken'in nasıl yenilmez bir general olduğundan bahsediyorlardı. O yüzden ben de onun öyle bir adam olduğunu düşünüyordum ama meğer eli kanlı bir katilmiş. İkinci kitapta Dalinar biraz gözümden düşmüştü ama bu kitapla birlikte iyice düştü. Yarık olayından sonra ancak yaptıklarından pişmanlık duymaya başlamış. Ki o yarık olayı çok üzücüydü. Bu konuda Brandon Sanderson'ı tebrik etmek gerek. Ana karakterine böyle bir geçmiş yazabilmek cesaret ister. Neyse ki en sonunda Terbiye'nin planı işe yaradı. Evet, Terbiye'nin planı. Meğer Terbiye'nin de bir planı varmış. Gecegözcüsü aracılığıyla gerçekleştirdiği bir plan. Bu plan Lift'e nasıl bağlanacak merak ediyorum. Onun dışında diğer karakterlerimiz büyük kırılma noktaları yaşadı. Shallan iyice düşünmeden gerçekleştirdiği hareketlerin ölümcül sonuçları olabileceğini gördü ve ciddi manada bir kişilik bölünmesine gitti. Kaladin, eski hocasından öğrendiği üzere savaşabilmek için karşı tarafı düşman, yanındakileri de dost olarak görüyordu ama karşı tarafla da dost olabileceğini. Onların da sadece özgürce yaşamak isteyen sıradan insanlar olduklarını anladı ve dostunun dostunu öldürdüğünü gördü. Ve depresyonu ilerledi. Bu kitapta yaşadıkları hem Shallan için hem de Kaladin için iler ki kitapta büyük sorunlar oluşturacak. Adolin'se yeni dünyaya uyum sağlamaya çalışıyor. Artık hiçbir işe yaramadığına inanıyor. Oysa aslında herkes düşmüşken onları kaldırıp birarada tutan o. Ve yeni bir karakterle tanıştık: Çivit. Savaşkıran'ı okuyanlar için yeni bir karakter değil aslında. Çivit'i çok sevdim ve umarım devam kitaplarında da onu görürüz. Ve bu dortlunun sprenleriyle birlikte ki Shadeshmar maceraları nefisti. Shadeshmar'da bayıldım. Tüm karakterlerimizi özellikle Kaladin'i Shadeshmar'da daha çok görmek isterim. Kitabın sonunda ki savaş sahnesine bayıldım ve soluksuz okudum. Her ne kadar çok etkileşime girmeseler de en sevdiğim karakterler biraraya toplanmıştı. Genel olarak bu kitapta serinin diğer kitapları gibi dört dörtlüktü. Hangi kitabı en çok sevdiğime bir türlü karar veremiyorum.

Oathbringer - 2. CiltBrandon Sanderson · Akıl Çelen Kitaplar · 202170 okunma

·

230 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Meral Kayıhan