Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
John Steinbeck'in "Bilinmeyen Bir Tanrıya" adlı eseri Paganizm kalıntıları kalmış bir aile bireyinin doğayı, yaşamı ve ölümü algılama biçimlerinin aktarılmış olduğu bir anlatı. Eserde ailenin yaşlı babasında da görülen Pagan kalıntıların sadece bir oğlunda, Joseph'de de varlığının ortaya çıkmasının anlatıldığı görülmektedir. Ailenin genişlemesi ve sahip olunan toprakların geçimlerini karşılamayacağına inanan Joseph, ailesinden ayrılarak California topraklarına bir çiftlik kurar. Bir süre sonra babasının ölüm haberini alır ve çiftlikteki ağaç ile babasını bağdaştırır. Önce bunu bir oyun olarak düşünür ama içindeki Pagan capcanlı dipdiri varlığını sürdürüyordur. Kardeşleri de babalarının ölümüyle Joseph'in yanına gelir ve çiftliği büyütürler. Joseph'deki Pagan eğilimi kardeşleri fark eder onu uyarırlar. Koyu bir Hristiyan olan abisi bunu bir sapkınlık olarak görür ve çiftliği terk etmeden önce ağacın köklerini keser. Burada semavi din ile ilkel olanın çatışmasını görürüz. Kurban etme, günah çıkarma ve bir çok konu üzerinde konuşulabilir. Ama kitabın ismine eğilecek olursak Bilinmeyen Tanrı kavramının semavi dinlerdeki yaratıcıyı kastettiğini düşünüyorum. Çünkü Paganlar inandıkları şeyleri görebiliyor ama semavi dinlerde inandığımız yaratıcı görünmez ve bilinmez. Yazar bu metinden mi yola çıkmış bilemem ama Paganizmi anlamdirmam adına bir Pagan ve bir çok rahibin konuşmalarının var olduğu, Nicolaus Cusanus'un 1445 yılı civarında kaleme aldığı "De Deo Abscondito" adlı bu diyaloğunda, epistemolojik bir problem olarak Tanrının bilinip bilinemeyeceğini ele alır. Tam da burada, kitabın ilk sayfasında bize verilen Veda şiiri anlam kazanır "... Gölgesi hayattır, gölgesi ölüm Kimdir kurbanlarımızı adayacağımız kişi?"
Bilinmeyen Bir Tanrıya
Bilinmeyen Bir TanrıyaJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2020747 okunma
·
658 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.