Kitap 1931 yılında yazılmasına rağmen yıllar yıllar sonrasındaki bu kadar bilimsel görüş beni hayrete düşürmedi desem yalan olur. *Bebekler anne karnında değil, yapay hamilelik yoluyla şişelerde meydana getirilmekte ve zamanı gelince oradan çıkarılarak alfalar, gamalar, deltalar ve epsilonlar şeklinde ayrıştırılmaktadır. Yapay hamileliğin gelecekte faydalı olacağına inanılmaktadır. *Bu bebekler şişelerden çıkarıldıktan sonra gözleme tabi tutulur. Gözlem esnasında çoğaltılan bu bebeklere şişelerden çıkarıldıktan bir süre sonra , gül, kedi, kitap gibi şeyler yaklaştırdıklarında bebeklerin çığlık attıkları izlenmiştir. Çünkü izlenecek ekonomi politikasına göre doğumlarından itibaren bu şekilde olacağı sağlanmıştır gözlemciler tarafından . *Alfalar ileri zekaya sahip bireylerdir, epsilonlar kaba güç ve emeği sağlayacak bireylerdir, diğerleri de bu ikisi arasında olan bireylerdir. *Kitap kapitalizmi ön plana çıkarmaktadır ki bu nedenle kişilerin doğaya yönelmelerini istemez, doğa sevgisi işlerine gelmemektedir. Çünkü doğa sevgisi fabrikaları çalıştırmaz, üretim olmaz. Özellikle alt sınıflarda doğa sevgisini kaldırmaya karar verirler ancak ulaşım tüketimini devam ettirirler. Çünkü doğadan nefret etseler de kişilerin kırlara ulaşım kullanarak gitmeleri önemlidir. *Fabrikaların çalışması, araçların ulaşımda yer alması gibi nedenler bu görüşü destekleyeceği için bireylerin çoğunluğu bunlara yönlendirilir. *Az tüketim topluma karşı işlenmiş bir suç kabul edilir. Bu nedenle toplum sürekli tüketime yönlendirilir.Bireyler sanayinin çıkarları adına belli bir miktarda tüketime zorlanırlar. Oturup kitap okursanız fazla bir şey tüketemezsiniz. * Bireylerde uykuda öğrenme yöntemi (hipnopedya) denenmiştir ancak öğrenilenlerin tamamı akılda kalmadığı için vazgeçilmiştir. *İnsanların yalnız kalmaları asla istenmez, çünkü yalnız kalan insan kendini düşünmeye yönlendirir ve bu da istenmeyen birşeydir onlar için o nedenle tek bir bireyi hep toplum içine yönlendirirler, kalabalık gruplu aktiviteler yapmalarını sağlarlar ki düşünemesinler. Hatta yalnız kaldıklarında düşünmemeleri için bir uyuşturucu olan soma verilir. Düşünmek tehlikelidir. *Her değişim, istikrar için tehdit unsurudur. Nüfusun üçte birini tarlada tutmayı yeğlerler çünkü gıdayı topraktan elde etmek , fabrikada üretmekten daha uzun sürer. *Herkes herkese aittir. Evlilik, akraba ilişkileri, sadakat hiçbirinin manevi bir değeri yoktur. Alıntı *Toplumsal istikrar olmadan uygarlık olmaz, Bireysel istikrar olmadan da toplumsal istikrar olmaz. Cesur Yeni Dünya’yı okurken dedim kiii bir an önce bitsin ve kendi dünyama döneyim.Yaşadığım şu anki dünyaya, tüm kötülüklerine rağmen şükrettim. Okumuş olduğum distopya kitapları zaman zaman oldu ve beğenerek okudum, her ne kadar kafamın karıştığı yerler olsa da , zaten bu kitapların özelliklerinden biri de kişide bu kafa karışıklığına neden olmaktır diye düşünüyorum. Standartların dışına çıkabilmek önemli. Ancak ne yazık ki bu kitapla bütünleşip, kitabı bir türlü sevemedim uzun önsözünü, kitap sonundaki sonsözünü dahi okudum yine de, tamamen bitsin gitsin istedim. Severek okuyanları yürekten tebrik ederim. Sevgiyle ve kitapla kalın arkadaşlar…

Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma

·

158 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kelime Tozu