bir sabah uyandım ustam ölmüş
bir sabah uyandım, ustam ölmüş
“şakırt yağmur,
gözlerimin elifinden...”
“çığ oldu yuvarlanıyor özlem.”
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri hafiften ıslık çalıyor.
Ustanın yayına hazırladığı son kitabı, Derdeste'nin devamı niteliğindeki Ferdeste.
Unutmadan belirtelim sıralamayı:
1) Gündeste
2) Gecedeste
3) Dündeste
4) Derdeste
5) Ferdeste
Hepsi de otobiyografik şiirlerden, günlüklerinden oluşur. Yazılış şekli ise harflerin hepsi küçük, noktalama işareti olarak bir tek kesme işareti kullanılmıştır. Desteleri daha iyi anlamak için iki otobiyografik romanını –
Kalemimin Sapını Gülle Donattım, 
Başkaldıran Kurşunkalem– okumanızı öneririm. Unutmadan ikisine de yazmış olduğum inceleme yazılarının linkini sonrakinin sonrası satıra bırakıyorum okumak isterseniz:
#113497225
#132687963
Kitaplarına olan ilgi seviyesi beni fevkaladesiyle üzüyor, zira birini okuduktan sonra diğerleri yalayutmak istenir. Zaman geçtikçe basımları bitiyor. Tekrar basım gereken o kadar çok kitabı var ki. O yüzden bulabildiğiniz yerde direkt almanızı öneririm. Yeni bir kitabı çıktığında 3.basımı n'zaman diye sorulur. Düşünün artık. Neyse yeşil satırları daha da krem karamele boğmadan incelemeye geçelim.
Her hal ama her halini okuyoruz destelerde. Zevki de burada sanırsam. Fizik dersine girmeyip kitap okuyan öğrenciliğini, delice tavırlı 18 yaşında Kapital'i bitiren bir gençken sevdiklerine yazdıklarını, çok sevdiği Ünye'yi kendine has üslubuyla betimlemesini, lise yıllarında belediye aracıyla köy köy dolaşıp arkadaşlarıyla Cahit Atay'ın Pusuda adlı oyununu sergilediğini (hizliresim.com/dvhijwf),
turne günlüklerini, Şarabi'yi, çok değer verdiği usta-çırak ilişkisine bağlı olarak ustalarını anmasını, tiyatro oyunlarının kitabının basılmamasını istediğini -ki umarım böyle bir şey olmaz. Hıyarın birileri izinsiz oynuyor diye biz izlemeye yetişemediğimiz oyunları okuyamayacak mıyız? Çok saçma!- kalp hastalığını ve daha neler neleri...
Günlük okumanın tarifini anlatacak en son kişilerden biriyim. Sadece şunu söyleyebilirim ki cidden çok zevkli
Fazlasıyla hissetmiş aslında, farklı bir yoğunlukta duygusal Ferhan Şensoy'la karşı karşıya kalıyoruz satırlarda, sanki göz göze, buz gibi, sessiz bir elveda...
“İnanılmaz istikrarlı bir şekilde günlük tutar. Her şeyini, her gece yazardı. Sandık sandık günlüğü vardır babamın.”
Sağlam bir arşiv... Sadece bir örnek: i.hizliresim.com/30zppjk.jpg
359. sayfada bahsetmiş yaşından çok yazılacak dosyası olduğunu. Aslında kitaba şöööle uzaktan bir bakarsak yarım kalmış dosyaları bitirme isteğini, sadece yazmak istediğini sayısı hafife alınamayacak kadar fazla sayfada görüyoruz.
07.04.2014 tarihli bir gazete yazısından:
“Her yazarın ardında, tamamlanmamış soluk dosyalar, kağıt yığınları kalmıştır. O dosyalarımı temize çekmek istiyorum.”
İkisıfırondörtten 4 yıl sonra Ekşi Sözlük Zirvesi'nde “Ben yarın ölsem o kitaplar masada hazır, sadece düzeltme yapacaklar.” demiş usta. (youtu.be/q8SXXspNm-Q 03:49'dan itibaren) Merakla beklemekteyiz.
Sayfa 366'da ise:
fakir vefat edince
defterleri dosyaları kitap eylersin
arkada gitmez gönlüm
Umarım ama umarım çoğu bitmiştir o dosyaların, biz onları Ferhancasıyla okumak istiyoruz. Her ne kadar Elif Durdu tarafından tamamlanacak olsa da öz haline uzak kalan bir dil olacaktır.
Sonraki deste Güldeste.
i.hizliresim.com/7pnl6qh.jpg Hâliyle ister istemez umutlanıyorum.
Devrisi paragrafta bol bol abartılı ifadeler vardır, sonra mesaj kutumu dingildetmeyiniz.
O bambaşka bir galaksiden geldi,
geçerken dünyaya uğradı sadece.
70 yıl iş arası yaşamını sürdürdü,
az biraz yamuk dünyamızda.
Artık gökyüzünde
kimler kimler masada:
Turgut Uyar, Haldun Taner, Aziz Nesin
Özdemir Asaf, Yaşar Kemal, Can Yücel...
Çok farklı kelimeler el ele tutuşur onun satırlarında.
Yenileri biter bir anda oradan buradan.
Oyunları evrensel bir mesaj verir.
Bir güldü aslında usta, layığına bol dikenlisinden.
Pir güldü, güldürdü aslında usta.
Düşündürdü de düşündürdü
Bol virgüllü yaşadı hayatı,
Yok hala noktası
Okundukça kitapları,
İzlenildikçe oyunları...
Zaman ayırıp okuyanlara mersilerden bir demet ≈))
Bonus: youtube.com/playlist?list=P...
··
2,769 views
“tramvayın istiklal caddesinden bomboş geçtiği gün
çok çok özür dilerim beklettim sizi diyorsun hızla taşınan tabutundan
attığın bütün güller iade ediliyor
kim görmüş bu kadar gülü bir tabutun başında”
Bir hazine:
#146804093
Gel ulan yeni kitap gel!
Sıradaki kitap sanırsam Güldeste.
Soru-cevap 11. bölümünden:
- Baskıya gönderilecek olan Ferdeste hazır. Onun devamı olan çok dikenli Güldeste 200 sayfaya ulaşmış durumda. Ondan sonraki destenin adını düşünmekteyim.
bindin saten düşes kayığa
ben sandım ki atta gidiyorsun
meğer kim ol perşembe
bir mahzuni türküsüyle giriyorsun neşeli meyhaneye
çok özlemiş seni hoşgeldin kurban diyor
münir, erol ağbiler hemen yanında rasim öztekin
uzaktan reverans veriyor haldun taner
bir tarafta kel hasan efendi öbür tarafta dümbüllü ismail
uzaklarda jerome savary, bertolt brecht, boris vian
ve de manyak karl valentin
tekmili birden karşılıyorlar seni
mektebi sultaninin matrak çocuğu
inadını da götürüyorsun yanında
son kez geçerken ses-1885'in kapısından
tramvayın istiklal caddesinden bomboş geçtiği gün
çok çok özür dilerim beklettim sizi diyorsun hızla taşınan tabutundan
attığın bütün güller iade ediliyor
kim görmüş bu kadar gülü bir tabutun başında
kavuklu fotoğrafın gülümsüyor
okkalı küfürlerini yemiş hiç kültürün bakanına
ne güzel adamdın sen ferhan şensoy
iğne atsan yere düşmez çok karanlık ruhunda
dövdün ak kağıdı daktiloyla
çarşafların altından tefler ziller çıktı
giydin ömer hayyam kostümünü girdin soldan
failatün failün failatün tiyatro
(canım Ferhan Şensoy'a hemşerisi kardeşinden)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.