Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

204 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çok Gezdin Kıskandım Seni Raci :)
Ooyy nenem yarabbim! Bu kitabı fakültedeyken 4. sınıfta "Türkiye'de Felsefenin Gelişimi" dersinde görmüştüm ama hiç okumadım. Sebebi de Osmanlıca denen uyduruk dille yazılmış kitapları olurken sıkılıyor olmam. Bereket günümüz Türkçesi ile yayımlanmış haberini Nesrin hocamdan alır akmaz okudum. Kendisine de bu bağlamda teşekkür ederim. Amak-ı Hayal. Kitabın ismine gel hele. .Hayali anladım da ne bu amak? dedim. Derinlik demekmiş. Yani Hayalin Derinlikleri. Evet kitabı okurken fonda Adele'den "Roll in the Deep" dinleyebilirsiniz. Şehbenderzâde yani dış işleri bakanının zadesi, oğlu Filibeli Ahmet Hilmi beyimiz evvela Jön Türklerdenmiş. Hal böyle olunca Abdülhamit sen misin benim ülkemde Turan diyen, sürüyorum seni, istikametin artık Fizan, demiş. Ferman padişahın, diyip gitmiş Fizan'a adamcağız. Ne yapsın? Orada tanışmış Doğu mistizimine İslâmiyet kılıfı geçirilerek adına "Tasavvuf" denilen öğretiyle. Sonrasında ortaya bu kitap çıkmış işte. Kitabımızın karakteri Raci. Adı rücu etmekten geliyor yani dönüşmek anlamına gelen bu kelime bumerang ile aynı anlamda. Raci Batı' da eğitim almış, hatta o zamanki batılılaşma furyasına kapılmış biri olarak materyalizmi benimsemiş sonrasında Nihilist sorgulamalar yapan bir evladımız. Adının bir diğer anlamı olan rricacı olmaktan mütevellit bir arayış içinde kendisi. Tam işin içinden çıkamadığı bir anda her gün önünden geçtiği mezarlıkta rastlamış Aynalı Baba'ya. Tasavvuf inancına göre insan aslına aynalık ediyor diye bu adama da bu adı vermiş demek bizim yazar efendi. Efendime söyleyeyim, Aynalı Baba ile sohbetlere başlayan bizin Raci, kahve ve ney eşliğinde hipnoz olup rüyalar alemine dalıyor. Bir gün Hindistan'da Buda ile görüşüyor, Nirvana'yı arıyor. Diğer gün Zerdüşt ile görüşüp aydınlık ve karanlığın yani Hürmüz ile Ehrimen'in savaşına tanık oluyor, yetmiyor bir de savaşıyor. Bir sonraki rüyada Brahma ile hiçliği arıyor, tavanda yürüyor filan. (Söz gelmişken belirtmek isterim. Hindistan'da kast sistemi olduğundan, en üst katmanda bulunanların ruhani liderlerine Brahma, en alt katmanda bulunanlarınkine ise Gotama deniyor. Bu tarz zengin fakir ikilemi Hristiyanlıkta da Benediktin ve Feansisken tarikatlarıyla da benzer taraflar barındırır.) Bir diğer rüyasında ejderhayla savaşırken, başka bir gün Anka Kuşu'nun kanadında Evren' i geziyor. Bir gün Olimpus'ta Zeus, Hera, Afrodit ile karşılaşıp, ertesi gün karıncalar üzerinden alegorik anlatımla Evren'de küçücük bir ger kapladığının ayırdına varıyor. Bir bakıyor ki körler ülkesinde, bir bakıyor ki mor şeytanla sarı swytanın arasunda. Böyle böyle Süleyman Şah türbesi gibi gezip durdu dokuz gün boyunca. Şam şeytanına döndu haberi yok İşte bu yüzden oy nenem Yarabbim dedim ben de . E bu kadar gezince kıskandılar tabii adamı. Tuttular ensesinden attılar tımarhaneye Bilirsiniz bizim topraklarda sürüden ayrılır, az buçuk da bir şeyler bilirseniz hemen sana deli damgası yapıştırırlar! E bu da o hesap!! Gel gör ki bundan sonra da durmadı Raci. Alıştı artik ya yine hayallere, derinliklere dalıp gitti valla. Leylalı Mecnun'dan Leylasız Mecnun'a dönüştü. Adam sürekli bir devri daim içerisinde . Bu kitap Türk edebiyatının ilk felsefik eseri olarak geçiyor. Varlık nedir? sorusuna Metafizik ile cevap arayan bir kitap olmuş. Bu coğrafyanın kaderi olsa gerek, felsefe dendi mi tasavvuf akla gelir. Hemen bir hiç olmalar, ötelere göz dikmeler filan. Asıl yaşaması gereken yerin bu gezegen olduğunun bir türlü ayırdına varamayan insan gerçekliği. Bilinmez olanın merakı cezbedici işte. Bakın aranızda ya ötelerde bir şeyler varsa? diye kuşku duyanınız varsa oraya gittiğinizde "Bana mı sordun da oraya gönderdin beni Tabii ki de yaşayacaktım, yedim, içtim, gezdim" diyeceksiniz kardeşim. "Sen kendi yarattığın ile baş edemedin, kırk bin tane din gönderdin, ben nasıl baş edeydim onlarla?"diyin. Öğrenin bunları ay. Bir sesiniz çıksın. Cehenneme de atarlarsa atsınlar ayol. Biz Türkiye'den gidiyoruz idmanlıyız nihayetinde. Neyse şaka bir yana son olarak belirtmek istediğim; Kitapta ayrıca dikkatimi çeken bir saadet (mutluluk) arayışı var. Bu da filozoflar ve peygamberler üzerinden anlatılmış. Özünde Sokrates ve Platon'un öncülüğünü yaptığı, Yunan ve Roma mitolojisinin ardından da Inrahimi dinlerin özünü oluşturan felsefe öğretisi bu. Gücü elinde bulunduranların bu dünyada yaşamayı unutturduğu insanların ötelerde ga da hiçlik makamında mutluluğu arama serüveni. Salt idealizm pompalamış sevgili yazar. Aydınlanma'dan ve reailozmden soyutlanmış ilk ve orta-çağ felsefesi temel alınarak yazılmış bir kitap.. Sen felsefe öğretmenisin, mutlaka bu kitabı okumalı ve yorumlamalısın, diyenler çok olunca ben de okuyup naçizane yorumladım. Arz ederim efendim. Çav Bella
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,7bin okunma
·
210 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.