Gönderi

296 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İnsan olmak incinmeyi göze almaktır!
“Kimse kendinden bir yere gitmiyor/ Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek” (
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
).
Ulrich Beck
Ulrich Beck
ve
Anthony Giddens
Anthony Giddens
gibi dünyaca meşhur sosyologların da işaret ettikleri üzere günümüz toplumlarında “risk”ler, daha da içinden çıkılmaz hale gelerek insan yaşamını acımasızca tehdit ediyor. Zira geçmişte toplumlar daha çok yangınlar, sel felaketleri, depremler ve kıtlık gibi “doğal risk”lere karşı bir mücadele veriyordu. Günümüzde ise bu riskler özellikle bilgi ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte önemli ölçüde kontrol altına alınmış görünüyor. Ancak modernleşme süreçleriyle birlikte insanlığın kendi elleriyle ürettiği yıkıcı silahlar, genetiği bozulmuş yiyecekler, doğanın tahrip edilmesi, çevre felaketleri gibi “imal edilmiş risk”ler her geçen günle birlikte artıyor. Bir salgın sürecinden geçtiğimiz şu günlerde bu riskler, küreselleşmenin de etkisiyle kontrol edilmesi güç kaygılar oluşturarak, ruhlarımızda derin ve kapanması zor yaralar açıyor. • • • Küresel ölçekte yaşanan bu gelişmelerin yanında dijitalleşmenin yaşamımızın her anını kuşattığı günümüzde insanı ayakta tutan tüm değerler tahrip oluyor, kültürler yozlaşıyor, aile sarsılıyor, karakterler aşınıyor, yalnızlık ve yabancılaşma artıyor ve toplumsal yapılar erozyona uğruyor. Haliyle bir insanın çocukluğunda ve sosyal çevresinde aldığı yaraları iyileştirecek ortamlar bir bir ortadan kayboluyor. İşte
Kemal Sayar
Kemal Sayar
, “
Ruhun Derin Yaraları
Ruhun Derin Yaraları
” kitabında bir yandan yaşanan bu süreçlerin resmini çekiyor; bir yandan da içinden geçtiğimiz döneme kulak vermeye, kendimizi, yaşadıklarımızı ve dünyayı sorgulamaya çağırıyor bizleri. Kitabın satır aralarında da bireylerin ve toplumların yaşanan bu süreçlerden nasıl bir çıkış yolu bulabileceğinin ipuçlarını sunuyor. • • • Kitap boyunca ruhlarımızı yaralayan korku, kin, kıskançlık, haset, karamsarlık, bencillik, gurur ve kibir gibi hastalıklara da değinen Sayar, bu duygulardan sevgi, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, merhamet, nezaket ve empati gibi duygu ve davranışlarımızı geliştirerek nasıl kurtulabileceğimizin yol ve yöntemlerini gösteriyor. Aynı anda bütün dünyayı düzeltmemizin mümkün olmadığını dile getiren Sayar, işe kolumuzun uzandığı yerden başlayabileceğimizi ve bir ruhun diğerine yardıma heveslendiği, bir ıstırabı dindirmeye talip olduğu bir dünyada yeryüzünün güzelleşeceğini; bunun ise dünyaya geldiğimize ve insan olduğumuza değeceğini belirtiyor. "İnsan olmak incinmeyi göze almaktır" diyen Sayar, insana dair tüm sorunların zamanla aşılabileceğini ve tüm yaraların da zamanla kapanabileceğini ifade ediyor. • • • Sayar, bu düşüncelerini ortaya koyarken doğuda ve batıda yetişmiş birçok filozof, psikolog, sosyolog, şair ve yazarın eserlerine atıflar yapıyor. O nedenle kitabı okurken psikolojiden edebiyata, şiire, felsefeye, sosyolojiye ve teolojiye kadar birçok alanda sizi doyuran entelektüel bir bahçenin içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Bu kadar geniş bir alanda yeni kitaplar keşfediyor ve yeni yazarlarla tanışıyorsunuz. Sayar’ın farklı kültür havzalarından beslenerek ortaya koyduğu düşüncelerini okurken farkında olmadan bir entelektüelde olması gereken vasıfları da öğrenmiş oluyorsunuz. • • • Doğrusu bazı kitaplar okunduğunda insan ruhunda terapi etkisi yapıyor. İnsanın kendisiyle yüzleşmesini sağlayarak farkındalığını artırıyor. Farkındalığın başladığı yerde ise iyileşme başlıyor. Öyle ki okurken zihinlerde oluşturduğu “Dünyada benzer acıları ve sıkıntıları yaşayan başka insanlar da varmış” duygusu insanı rahatlatıyor. Daha önceden “
Yavaşla
Yavaşla
”* kitabında olduğu gibi Sayar’ın bu kitabını okurken de zaman zaman benzer duyguları yaşadığımı belirtmeliyim. İnsanın yüreğine işleyen, samimi, içten, nahif bir dile ve üsluba sahip; bizi iyiliğe, güzelliğe, dostluğa, arkadaşlığa, paylaşmaya, insanlar için bir şey yaparak kendimizi iyileştirmeye davet eden bu eseri tüm okurlara içtenlikle tavsiye ediyorum. Sayar’ın ifadesiyle “Mutluluk arayışını bir kenara bırakalım artık, arayışın mutluluğu bize yeter” (s.37). Bunun için de “İçimizde bir tutam iyi varsa onu birlikte büyütelim ve korkunun ayyuka çıktığı bir dünyada güvenin ve iyiliğin şahitleri olalım” (s.20) diyerek incelememe son veriyorum. Keyifli okumalar dilerim! …………………………………… *Kitabın incelemesi için bknz. (#105413167).
Ruhun Derin Yaraları
Ruhun Derin YaralarıKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20201,148 okunma
··
11,5bin görüntüleme
Gizemli okur okurunun profil resmi
Çoğu zaman bedenin aldığı darbe görülürken, ruhun aldığı darbe ise görülmüyor. Hal böyle olunca "iyiyim," diyorsun. Peki gerçekten de iyi misin? Tabiki değilsin. Çünkü ruhun, derin yaralı, derinden.. Görülmüyor yaraların orası ayrı.. Sadece iyi olmak ve iyileşmek için zamanını bekliyor. Ruh sağlığımızın her daim dingin olabilmesi dileğiyle.. 🕊️😇🍒
nalkan okurunun profil resmi
Aynen ifade ettiğiniz gibi.👌 Katkınız için çok teşekkür ederim🙏Keyifli okumalar dilerim.📚🦋
Hakan okurunun profil resmi
Kıymetli bir inceleme olmuş yine. Teşekkür ederiz
nalkan okurunun profil resmi
Ben de çok teşekkür ederim.🙏 Keyifli okumalar dilerim. 📚🎈
Resul okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık güzel inceleme olmuş. Fakat hayatta yaşanan yaralar kolay kolay kapanmıyor, hele birde sevdiklerinizden geldiyse unutana aşk olsun. Hayat yinede yaşamaya değer. Paylaştığınız değerli tavsiyeler için teşekkürler
nalkan okurunun profil resmi
Bu değerli yorumunuz için ben de teşekkür ederim.🙏 Keyifli okumalar dilerim.📚🦋
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.