Gönderi

Çocuğun Okul Çağına Geldiği Nasıl Anlaşılır?
OTUZ, kırk yıl evvel, çocuğu mektebe başlatmak kaygusu, yavrunun elini bir mum alevine, bir lâmba şişesine ve bir mangal ateşine doğru uzatırken, odada bulunanların hep bir ağızdan: - Cız! Veya minimini parmakları arasına bir şey geçirip de ağzına götürmiye davrandığı zaman kim görse: - Tu.. kaka! diye bağırdıkları, yahut: Dandini, dandini dan atmış, Mevlâm neler yaratmış, Ensesi çukurdur bunun, Kaşları kemandır bunun, Gözleri kudret halkası! Burnu Kâbe hurması! Ağzı şeker hokkası, Yanakları, misket elması, Çenesi bülbül yuvası! ninnisile uyumayıp ağlamıya başladığı zaman, korkutmak için: – A, havhav geliyor, kapa gözünü yavrum. gibi tehditlere lüzum kalmadığı ve çocuk altıyı bitirip şöyle yediye merdiven dayadığı zaman başlardı. Çünkü çocuk, bu yaşta cami avlusuna, viraneliklere alışmış, Pişti, Uçtu uçtu, Ten ten, Suyolu, El el üstünde kimin eli var? Sekeseke ben geldim, Çıngırağım hoş geldin!, Eveleme develeme, devekuşu kovalama, Vay benim köse sakalım! oyunlarına başlamış bulunurdu. Yaramazlığı, haşariliği yalnız dışarda kalmazdı. Evin içinde de ver yansın eder, bardak, tabak kırar, kedinin kuyruğuna sardelya kutusu bağlar, büyükannesinin abdestliklerini saklar, komşu kızlarının yumuşak taraflarına iğne batırır, dadısının saçlarını yolar, annesinin ağdasını, uyurken karabacının yanağına yapıştırıp habire çeker, şekeri tuza, tuzu şekere karıştırırdı. Bu haşarilikler karşısında anası: - Artık illâllâh ve resulih... yangın var diye sokaklara uğrıyacağım. - Yandım bu oğlanın elinden, ne dur dinler, ne otur bilir. Bari gündüzleri olsun başımdan gitsin, sözlerile şikâyete başlayınca, babası oğlunun artık mektebe vermek zamanının geldiğini anlardı.
Sayfa 377-378, Hulusi Kodaman - Mahallemin Mektebi
·
104 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.