Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
4/10 puan verdi
Sanırım Stefan Zweig çok fazla kitabını okuduğunuzda bir noktadan sonra artık büyüsünü kaybetmeye başlayan bir yazar,en azından benim için bu böyle.Yani zamanla okuduğum son kitaplarında ilk okuduğum dönemlerdeki o etkiyi,o sarsıcılığı,o coşkuyu,bir tokat gibi yüzüme çarpan cümlelerinin o vurucu gücünü ve okuduktan sonra uzun bir süre beni düşünmeye iten o itkiyi hissedememeye başladım.Sanki hep aynı şeyleri okuyormuşum, elimde dümdüz bir metin varmış gibi hissediyorum ve en önemlisi etkilenmiyorum.Bu hissi sadece Stefan Zweig için değil farklı yazarların da birçok kitabını okuduğumda hissetmeye başlıyorum çünkü bana bir noktadan sonra sihirlerini kaybediyorlarmış geliyor. Yani şey gibi bir sürü antibiyotik kullanıp seni hasta eden virüsün bu antibiyotiğe karşı zamanla bağışlık geliştirmesi gibi.İlk başlarda bu antibiyotiği kullanırken kendini gayet iyi hissediyorsun, etkisini ziyadesiyle görüyorsun,bu buluşta emeği geçen bilumum bilim insanları adına hayratlar yaptıracak kadar dinçsin hem de ama birden hoooop artık bu antibiyotik sana o kadar da iyi gelmemeye başlıyor,ilk başlardaki kadar kuvvetli bir bağışıklık sağlamıyor ve zamanla da bütün etkisini yitiriyor hatta bir noktadan sonra sana zarar bile verecek bir noktaya geliyor.İşte Zweig kitapları da benim için tam olarak böyle.İlk başlarda okuduğum Mecburiyet,Bir Kadının Yaşamından 24 Saat,Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ve Satranç gibi kitaplarından müthiş bir zevk alıyordum,bu kadar iyi bir yazarı keşfettiğim için kendimi fazlasıyla şanslı hissediyordum ve diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyordum fakat bu beklentim daha sonra okuduğum herbir kitabı için gittikçe sönmeye ve artık tam tersi bir duruma dönüşmeye başladı.Çünkü beğenmedim ve beklentilerini karşılamadı.Amok Koşucusu, Olağanüstü Bir Gece,Yakıcı Sır,Erika Ewald'ın Aşkı ve birkaç tane daha kitabı maalesef ki... Hani bir grafik vardır,herkesin eğitim hayatı boyunca hendesede,riyaziyede,kimyada kısacası müspet bilimlerin çoğunda en az bir kere bir şekilde karşılaştığı o azalan grafik...Hah!Işte bu!Stefan Zweig kitaplarını okudukça dimağıma bırakılan zevk tam da azalan bir grafik gibi.Sürekli irtifa kaybediyor ve korkarım ki tekrar yükselişe geçmesi pek de olanaklı değil.En azından benim için... Yine de buna rağmen bu aralar Stefan Zweig için yaşadığım bu durumu değiştirecek bir kitap olduğunu düşünüyorum o da Korku,onu da okuduktan sonra eğer hala bu şekilde devam edecek olursa artık daha fazla zorlamamayı düşünüyorum.Belki de artık öyküleri yerine biyografilerini ve romanını okuma vakti gelmiştir...
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Tutku Yayınevi · 2017111,8bin okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.