Gönderi

424 syf.
·
Puan vermedi
Gurur Ve Önyargı
Gurur ve önyargı, ülkemizde dikkat çekmesi için değiştirilen adı ile aşk ve gurur, ünlü İngiliz yazar Jane Austen’in 1796-1797 yıllarında yazdığı, 1813 yılında basılan romanıdır. Kitapta yazarın kendi yaşantısı ve aşk hayatından izler taşıdığı düşünülmektedir. Jane Austen döneminin nadir kadın yazarlarındandır ve ilk feminist yazarlardan biri olduğu kabul edilir. Gurur ve önyargı sadece bir aşk romanından çok daha fazlasıdır. Yazar dönemin sosyal sınıf ayrımcılığını, soyluların taşradaki insanlara karşı küçümseyici davranışlarını ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığı mizahi bir şekilde eleştirmiştir. Kitapta Bennet ailesinde erkek çocuk olmadığı için Bay Bennet öldüğü zaman miras uzak bir erkek akrabaya kalacaktır. Bayan Bennet kızlarını kurtarmak için onları varlıklı ve soylu erkeklerle evlendirmeye çalışır. Miras paylaşımındaki bu tutumda 19. yüzyılda kadınların ne kadar önemsiz sayıldığı ve kadın haklarının olmadığı açıkça görülmektedir. Çünkü kız çocuğu oldukları için Bayan Bennet’in çocukları mirastan pay bile alamamaktadır. Bu da bize o dönemde hak paylaşımında kadınlardan yana dezavantajlı bir durumun söz konusu olduğunu göstermektedir. Öte yandan dönemin evlilik anlayışı da kitabın açılış cümlelerinden fark edilebilir. “Parası pulu olan her bekar erkeğin kendine bir yaşam arkadaşı seçmesinin kaçınılmaz olduğu, herkesçe benimsenen bir gerçektir. Bir semte yeni taşınan böyle bir bekarın duygu ve görüşleri ne denli az bilinirse bilinsin, bu gerçek çevredeki ailelerin kafasına öyle bir yerleşmiştir ki zengin bekarı kendi kızlarının birinin tapulu malı sayarlar” Bu cümleler 19. yüzyılda evliliklerde tarafların maddi durumlarının ve varlıklarının çok önemli bir kriter olduğunu göstermektedir. Hatta bekar bir erkeğin varlığı, çevresindeki ailelerin onu kızlarına eş olarak seçmesi için bile yeterli bir özellik olarak sayılmaktadır. Kadınlar açısından bakıldığında ise bir genç kızın eş olarak seçilmesinde öncelikli kriterin dış güzelliği olduğu anlaşılmaktadır. Eserde yer alan "Gençliğe, güzelliğe ve genellikle gençlikle güzelliğin verdiği sözde iyi huylu birine tutulan babasının anlayışsız ve dar kafalı bir kadınla evlendiğini çok geçmeden anlaması eşine olan bütün sevgisini kaybetmesine neden olmuştu" ifadelerinde bu durum belirtilmiştir. Dış güzelliğin ön planda tutulmasıyla yapılan evliliklerde eşlerin birbirlerini yeterince tanıyamamasının sonraki dönemde anlaşmazlıklara neden olduğu sonucuna varılabilir. Romandaki bazı cümleler kadınların sosyal hayattaki konumları ile ilgili de bize ipuçları vermektedir. “Bir kadının erdemini kaybetmesi, telafi edilmesi imkânsız sonuçlar doğurur. Attığı tek bir yanlış adım sonsuza dek acı çekmesine neden olur. Bir kadının itibarı da güzelliği kadar hassastır” sözleri o dönemde kadınların davranışlarının ve eylemlerinin itibarlarını kolayca ve kalıcı bir şekilde etkileyebildiğini bize net bir şekilde göstermektedir. Eser birbirine karşı ilk izlenimi kötü olan gençlerin kibir, gurur ve önyargı ile birbirine yaklaşımı ve zamanla bu duyguların değişişimi ile aşık olmalarını anlatmaktadır. Yazar kibir ve gururu şu şekilde tasvir etmektedir: "Kibir ve gurur, tamamen farklı şeyler, halbuki bu iki kelime genelde eş anlamlı kullanılır. Bir insan kibirli olmadan da gururlu olabilir. Gurur, insanın kendisiyle ilgili, kibirse başkalarının bizimle ilgili görüşleriyle alakalıdır..." Elizabeth karakteri yazarın en sevdiği karakterdir. Kendisi gibi taşra bir kasabada büyümüştür ve yazarın kendisinden parçalar taşıdığı düşünülür. Elizabeth zeki, dışa dönük, canlı ve döneminin oldukça ilerisinde bir kadındır. Bay Darcy ise sosyal statüsünden gelen kibri ile insanlara soğuk davranan, mesafeli bir adamdır. Bay Darcy aşkını, kibirli bir şekilde, sınıf farklılıklarına rağmen duygularını durduramadığını dile getirerek itiraf etmektedir. Elizabeth ise böyle yapılmış bir teklifi reddeder. Eserde yer alan “Onun gururunu ben de kolaylıkla hoş görebilirdim. Benim gururuma dokunmamış olsaydı” cümlesi de bize Elizabeth için gururunun kendisi için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Elizabeth’in bu kararlı tavrı ise sonrasında Bay Darcy’nin kendini bu açıdan sorgulamasını sağlayıp değişime gitmesine neden olmuştur. Bay Darcy’nin zamanla gururunu aşıp tavırlarını değiştirdiğini gösteren en net cümlelerden birisi de “Sen bana, gerçekten sevilmeye değer bir kadının sevgisini kazanabilmek için daha başka erdemlere sahip olmam gerektiğini öğrettin” ifadesidir. Bay Darcy bu cümle ile Elizabeth’in kalbini kazanmak için verdiği mücadelede kendi düşüncelerin de de aslında nasıl bir değişim yaşandığını göstermiştir. Romanda insanların sırf dış görünüşleri, sosyal statüleri, maddi durumları yada kısa bir süre içinde birbirlerine karşı olan tavırları nedeniyle önyargılar oluşabileceği, bu önyargılardan da genel bir sonuca ulaşabildikleri belirtilmektedir. Bu noktada Elizabeth de aslında Bay Darcy’i ilk gördüğünde ona karşı bir önyargıya sahip oluyor. Hatta bu önyargılarından dolayı ‘evlilik’ konusunda kesin bir karara bile varıyor. Elizabeth en başta nasıl bir önyargıya sahip olduğunu kitabın son kısmında, bu önyargının kırılması sonrasında aslında daha net şekilde açıklıyor. Bu bölüm önyargıların, insanları hayatlarında karar alma anlarında nasıl keskin bir şekilde etkilediğinin de göstergesi. Bu durumu romanda yazar, Elizabeth’in düşüncelerini şu şekilde ifade ediyor: “Daha en başta, hatta sizi gördüğüm neredeyse ilk anda tavırlarınız beni küstah, burnu büyük ve başkalarının duygularına bencilce dudak büken biri olduğunuza inandırdı, size kızgınlığım öyle doğdu ve sonraki olaylarla ağır bir hoşnutsuzluğa dönüştü; sizi tanıyalı bir ay olmamıştı ki dünyadaki son erkek olsanız yine de hiçbir kuvvetin beni sizinle evlenmeye ikna edemeyeceğini hissettim.” Ön yargılar, insanların birbirlerini zamanla tanımasıyla kırılabilir. Bunun romandaki örneği de zamanla karakterlerin birbirine karşı davranışları ve duygularının değişimidir. İki karakter de birbirlerine karşı olan önyargılarını ‘aşkla’ kırmaları sonrasında dönemin getirdiği kalıpların dışına çıkmaktadır. Gurur ve önyargı yazıldığı tarihin üzerinden 200 yıl geçse bile evrenselliğini hala korumaktadır. Günümüzde bile insanların çoğu birbirine karşı aynı duygularda ve kalıplardadır. Ancak bu güçlü önyargıları ortadan kaldıracak güçlü bir gerçek de vardır. Yazarın da eserinde belirttiği gibi; 'Kibir ve gururu dize getirebilecek tek gerçektir, aşk”
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202377,1bin okunma
·
177 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.