Gönderi

144 syf.
5/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Hikaye ve Roman türünü, yazarların, bazı nedenlerden dolayı açıkça şikayetlenemediği ve belkide isyan edemediği meseleleri dolaylı yoldan anlatmak maksadıyla geliştirdikleri bir dolaylı anlatım yöntemi olarak görüyorum. Dolayısıyla okuduğum bütün hikaye kitaplarını, az sonra idam edilecek bir şahsın durumunu ve belkide haklı olduğunu anlattığı son mektubuymuş gibi okumaya çalışıyorum. Böylece her biri “haksız yere mi ölüme mahkum edilseydim?” diyen Sokrates kadar büyük bir hakikati imliyor gibi geliyor bana... Bu okuyuş, çoğu zaman belki de yazarın bile hatırına gelmeyecek düşünceleri hikayeden çıkartmama neden oluyor. Lakin sanatın dolayısıyla edebiyatın, zaten bu olduğunu düşündüğüm için bu yaptığımı da abes bulmuyor hatta pek bir yerinde buluyorum. Hali sebepten kabza girmiş ve fakat bütün bir kabzını açıkça anlatamamış bir yazarın eseri, benim için dünyanın en değerli şeyi olmuş oluyor. Hayvan Çiftliği, Sineklerin Tanrısı, Beyaz Gemi, Martı Janathan bu minvalde ilk hatırıma gelen eserlerdir... ... Bu eseri de mezkur kriterimi temele alarak değerlendireceğim. Ancak eser, hikayelerden müteşekkil bir esef olduğu için evvela belli başlı hikayelerini ardından ise bütünsel olarak eserin kendisini değerlendireceğim... ... Eserin ilk hikayesinin bahsettiğim derinlikte bir kabzı olduğunu hissetmekle beraber farklı ve alışık olmadığım bir üslubu olduğunu ifade etmek isterim. Bu üslup, bende pek de olumlu bir izlenim oluşturmadı. Hatta bu üsluptan rahatsız da oldum diyebilirim. Zira kısa cümlelerin peş peşe gelmesi, üstelik bu kısa cümlelerin bazılarının devrik olması beni bayağı rahatsız etti. Pek tabii bu üslup, anlatıma şiirsel bir hava kazandırmış olabilir, ancak olayın muhayyilemde canlanmasını ziyadesiyle engelledi. Dolayısıyla manayı kavramakta da bir hayli zorluk çektim, hatta kavrayabildiğimden de hâlâ şüpheliyim. İlk hikayenin oluşturmuş olduğu bu olumsuz kanaati diğer hikayelerde bir hayli zorlanarak yıkmaya çalıştım. Hatta zorlanarak da olsa başarabildim. Çünkü bu üslubun diğer hikayelerde terk edilmiş olduğuna şahit oldum. Bu yüzden eserin daha sade bir hikaye ile başlamasını hatta ilk hikayenin esere pek uygun olmadığını düşündüğümü burada itiraf etmek mecburiyetindeyim. İkinci hikayede ise bu rahatsız edici üslubun terk edilmesiyle beraber bu seferde hikayenin imgelerden ve temel mesajdan mahrum edilmiş olduğunu gördüm. Elbette tamamen imgeler yok olmuş değildi ve mesajı da yok değildi ancak duygu, imge ile süslenemediği için biraz sığ kalmıştı. Diğer yandan ikinci hikaye her ne kadar yavaşlatılmaya çalışılsa da bir hayli hızlı ilerliyor ve tahmin edilebilir bir kurguya sahip olduğunu da gördüm. Bu da duygu yoğunluğunu olumsuz anlamda etkilemiş. Betimlemeler ve karakter analizlerinde daha yoğun ve psikolojik yorumlar kullanılması halinde hikayenin daha kamil bir vasfa bürüneceğini düşünüyorum. Üçüncü ve diğer hikayelere dair son tenkidim ise -bu tenkidi kendimi zorlayarak yapıyorum- hikayelerde kullanılan uzun cümlelerin şimdiki zaman kipiyle vücuda gelmiş olmasına yönelik. Bence bu yazım tarzı, hikaye formatına çok uygun değil. Bu tarzın yerine geniş zamanın tercih edilmesi daha uygun olurdu. Özellikle bir karakter tanıtılırken geniş zaman kipinin kullanılması neredeyse bir zarurettir. Çünkü karakterin yapısı bir zamana haiz değildir. Eserin geneline dair ise hikayelerin daha kamil olabilmesi için yazarın hikayelerinin hızını biraz daha yavaşlatması ve daha yoğun ruhsal çözümlemelere yer verip tarihsel ve dinsel motiflerin yoğunluğunu biraz azaltması, bunların yerine hikayeye uygun özgün imgeler yaratması gerektiğini düşünüyorum. Ancak şunu da itiraf etmek mecburiyetindeyim. Eserde çok garip bir şekilde, daha tenkidimi yayınlamadan yazar bütün eleştirilerimi okumuş gibi, hikayeler ilerledikçe bir önceki hikayede eleştirmiş olduğum problemin aşılmış olduğunu görüyorum. Bu duruma şaşırmakla beraber, bu gelişimi de yazara dair olumlu düşüncelerime bir karine kabul ediyorum. Özellikle ilk hikayelerini yazdığını düşündüğümde (bu tamamıyla bir tahmin), gelecekte çok daha özgün ve kamil hikayelerinin okuyucuları beklediğine inanıyorum. Yazarın bende oluşturduğu bu inanç dâhi benim için ziyadesiyle taktir edilmesi gereken bir başarıdır. Kendisini bu haseple tebrik ediyor ve nice hikayeleriyle tanışıklığımızı ilerletmek istediğimi belirtmek istiyorum. Eseri okuyacak arkadaşlara keyifli okumalar dilerim.
Kardelen
KardelenSelahaddin Yıldız · Yüzleşme Yayınları · 20213 okunma
·
2 artı 1'leme
·
324 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.