Gönderi

176 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Ölberg - Zeytindağı
Falih Rıfkı Atay, İstiklal madalyası sahibi Türk yazar, gazeteci ve milletvekili. Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün başyazarlığını yapan adam. 1920’de Milli mücadeleyi destekleyen yazıları nedeniyle Damat Ferit Hükümeti tarafından idam edilmesi istenir ve Nemrut Mustafa Paşa divanıharbine teslim edilir. İkinci İnönü Zaferi’nden sonra da kurtulur. Bizler onu daha çok lisede edebiyat derslerinden ve Atatürk’ü yakından tanıtan anılarıyla biliriz. Bu kitapta ise Birinci Dünya Savaşı’nda yedek subay olarak Suriye’ye giden Falih Rıfkı Atay, orada Cemal Paşa’nın (İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin üç liderinden biri) özel katipliğini yaparken bizlere Ortadoğu’yu ve Cemal Paşa’ya olan gözlemlerini anlatır. Lakin bu yavan bir anlatım değildir. Okurken her hücrenize kadar işleyen, çöl sıcaklarını, kan kokusunu sonuna kadar hissettiren bir anlatımı var… Falih Rıfkı Atay’ın birkaç yakındığı noktayla ilerlemek istiyorum. Bu kıtalarda… -Ortadoğu’da- “Ticaret, kültür, çiftlik, endüstri, binalar her şey Arapların veya başka devletlerin… Yalnız jandarma bizim idi…” Osmanlı saltanatı son bürokrat olmasına rağmen bürokrasinin bile tam veya yarı Arap olması, Türkleşmiş hiçbir Arap görülmemesi ama Araplaşmamış Türk’e az rastgelinmesi kitapta vurgulanan noktalardandı. Şimdi yazacağım cümle ise sizlere günümüzden göz kırpabilir. “Osmanlı İmparatorluğu’nda itibar, azınlığın imtiyazı olduğu için ve Türk unsuru imtiyazsız olduğu için herhangi bir Müslüman azınlığın çocuğu olmak, Türk olmaktan daha faydalı idi.” Yazarın da belirttiği üzere Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisiydi. Bulunduğumuz son dönemde yine başka milletler için bekçilik görevini üstlenmekteyiz. Trakya’dan Erzurum’a doğru koca gövdesini yatırmış, memelerini sömürge ve milliyetlerin ağzına teslim etmiş Osmanlı İmparatorluğu’na dönmemek dileğiyle. İkinci bir konu ise dinler. Hz. Muhammed ve Hz. İsa peygamberlerimize olan saygısızlık kitapta şu cümle ile vurgulanıyor; “Medine, dini mallaştırılmış ve maddeleştirilmiş bir Asya pazarı idi. Kudüs, dini oyunlaştırılmış bir Garp tiyatrosudur.” Yeryüzüne paylaşmayı, merhameti, barışı, iyiliği ve doğru yolu göstermek üzere inmiş kutsal peygamberlerimizin kabirleri din tüccarlarıyla donatılmış, çok uzak değil, kabirlerinin etraflarında kemikleri derilerine yapışmış dilenciler, sokakta açlıktan can verenler, birbirleriyle maddiyat üzerine kurulmuş ilişkiler ve bu kutsal toprakların da para tuzağı haline gelmesi insanlığın kara lekesidir. Bu topraklarda gerçekten para uğruna yapılan her şey, Allah uğruna yapılmış gibidir… En acısı ise binlerce Türk evladının cesetlerini çöl kumlarının yutması ve bir mezarları dahi olmamasıdır. Mısır’da Kanalı zorlamak, mümkün olduğu kadar İngiliz ordusunu tutmak ve Almanların cephelerini rahatlatmak uğruna Mehmetler, Ahmetler çöl kumlarını kana bulamışlardır. Falih Rıfkı Atay tren ile dönüş yolundayken geçen bir anıyı aktarmak istiyorum: İstasyonda bir kadın durmuş, gelene geçene: — Benim Ahmet’i gördünüz mü? diyor. Hangi Ahmet’i? Yüz bin Ahmet’in hangisini? Yırtık basmasının altından kolunu çıkararak trenin gideceği yolun, İstanbul yolunun aksini gösteriyor: —Bu tarafa gitmişti, diyor. O tarafa? Aden’e mi, Medine’ye mi, Kanal’a mı, Sarıkamış’a mı, Bağdat’a mı? Ahmet’ini buz mu, kum mu, su mu, iskorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? Eğer hepsinden kurtulmuşsa, Ahmet’ini görsen, ona da soracaksın — Ahmet’imi gördün mü? Hayır… Hiç birimiz Ahmet’ini görmedik. Fakat Ahmet’in her şeyi gördü. “Ahmet’i ne için harcadığımızı bir söyleyebilsek, onunla ne kazandığımızı bir anlatabilsek, onu övündürecek bir haber verebilsek… Fakat biz Ahmet’i kumarda kaybettik!” Şan, şöhret ve anılma isteği ile plansız, nizamsız, tutumsuz ve savurgan, hırslarına yenik düşen devlet büyükleri uğruna düşman cephesinde bulduğu diş macununu iştahla yiyen, çamurlu su ile genizlerini tıkayan, çöl sıcağı altında etleri kıyafetlerine yapışan neferler, bilmediğimiz nice kahramanlar var. “Kahramanlar için iklimler, düşmanlar, denizler ve karalar birdir.” Ruhlarınız şad, mekanınız cennet olsun. Anadolu yiğitleri hakkınızı helal edin…
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 201810.2k okunma
··
371 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.