Gönderi

125 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
''Tüllü bir kadın, yarı düş''
Colette, Nin'e göre uysalca, bu kıyas ve kendimce diğer kıyasları, - Beat kadınlarından Kandel ve diğer az çok metinlerine aşina olduklarım, tür ayırt etmeksizin-  metinlerini ve hayatlarını değerlendirdiğimde, Nin'in diğerlerine nazaran cinsellik konusunda, hastalık derecesinde, "kime ve neye göre?" önbilgisi ile elbette, beş tabaka daha fazla olduğunu gördüm. Bu durum annesi ve babası ayrıldıktan sonra, önünde bulduğu parçalanmış bir hayatın yarattığı psikoloji neticesinde, Nin'in okulu bırakıp, o ışıltılı ve kurtarıcı olarak gördüğü hayata, mankenlik hayatına adım atmasıyla mı alakalı yoksa, bu yaşadıklarının öncesinde 11 yaşından başlayarak tuttuğu günlüklere istinaden değinecek olursak,  babasına aşık bir kız çocuğu olmasına rağmen, babasının kendisinin çıplak fotoğraflarını çekip, şiddete ve onca iğrençliğe maruz bırakması neticesinde mi cinselliği kendisine bu denli büyük bir dayanak, ya da tutamaç ilan etti bilinmez, ama kolayca yorumlayacağımız çok açık bir gerçeklik var ki, o da Nin'in cinselliği, kendi özelinde, bir varoluş elementi olarak kusursuz bir şekilde keşfetmesi ve bununla da kalmayarak, cinselliği bir yaşam enerjisine dönüştürüp, hem maddi hem de manevi olarak, yalnızca kendisine özel bir yakıta dönüştürmesi olsa gerek.  Bittabi bu yakıt öyle bir yakıt ki, örneğin bir 'delibok' kıvamında olan Henry Miller'in sakınmasız, özgür  cinsellik metinleri içeren Yengeç Dönencesi kitabının yayınlanması için destek vermiş, onunla ilişki yaşamış, bununla kalsa iyi Nin, tutup Miller'ın eşiyle de lezbiyen bir ilişki yaşamış, dahası aynı anda evli birkaç erkeği idare edecek kadar da varoluşunun o geniş tundurasını, çekinmeksizin ve sınırsız şekilde yeşillendirmiş. Artaud'la bile sevgili olmuş. Hal böyleyken, tüm zamanların ahlaki toplum kodlarına göre Nin'in varoluş serüvenini düşünürsek, oldukça yanılacağımız aşikar. Hatta cinselliğe bu denli teşne oluşunu o kadar benimsemiş olacak ki, yaşadıklarını metinlere dökerken  Otto adlı bir psikanalistle birlikte metinleri üzerinde etütler yaparak, yaşadıklarını üstü kapalı bir üslupla anlatarak, okuyucularını adete birer empat kılmak istemiş. Anlaşılan o ki son kertede, dünyanın en güzel sanatçı 'nemfomanyağı' Nin! Elbette severiz, yüzündeki masumiyete, tercihlerine uzaktan ve fısıltı düzeyinde bir pes! çekip onu yargılama hatasına düşüvermeden.... Halihazırda, okuduğum Venüs Üçgeni kitabına gelecek olursak,  Nin bu ve diğer birkaç kitaptan daha sonra utanarak bahsetmiş. Çünkü Venüs Üçgeni kitabı da bir koleksiyoncunun ısmarlama, zoraki isteğinden kaynak alarak kaleme alınmış Nin tarafından. Tüm bunlara rağmen Nin, kitabı edebi bir şekilde kotarmaktan da geri durmamış. Kitabı üç başlığa ( Sanatçılar ve Modeller /Tüllü Kadın / Elena ) ayırmış ve her başlığın altını da bizzat kendi hayatından maceraları yarı düş yarı gerçek harmanıyla, yarattığı karekterler özelinde erotik bir dille işlemiş. Hem karşı cins hem de hemcinsler arasında kurulan ilişkilerdeki tutkuları, kıskançlıkları, aşk acılarını, ihtiraslarını yer yer oldukça ağdalı bir dille anlatmış. Elbette kitabın içinden cımbızla çekebileceğiniz çok az cümle olduğunu söylemeliyim. Bana kalırsa Nin, özellikle bu kitabında,  erotizmin büyüsünü bozacak ve pornografiye indirgeyecek denli cinselliği geeğinden fazla liflerine ayırmış. Karakterleri biraz olsun konuşturup, duygdurumlarına bizi daha muvaffak etse idi, o zaman işte daha beğeni içeren sözler söylebilirdim ama söylemiyorum. Diğer kitapları için  umarım diyor ve en azından cinsellikle ilgili bazı betimlemelerini okuyup, kendinizden geçmeniz için, okunmağa değer bir kitap olarak görülebilir diyorum bu kitap için. Ayrıca, Nin'in bu baskıdaki kapak fotoğrafı bir harika, denk gelirse sırf kitaplıkta teşhir etmek için alırım. Nin'in de bu çok hoşuna giderdi kuşkusuz. Canım Nin, çok şekerli ahlat armudum benim. Keyifli okumalar.
Venüs Üçgeni
Venüs ÜçgeniAnais Nin · Yumuşak G Yayınları · 1998185 okunma
·
586 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.