Kitap, Belfast şehrinde insanların büyük çoğunluğunun ölmesiyle başlıyor. Tabii bu bir çok felakete neden oluyor, kazalar; gıda sıkıntıları, ulaşım, elektrik vs. insanların en temel ihtiyaçları kısıtlanıyor ve şehrin farklı farklı bölgelerinde insanlar ufak topluluklar oluşturmaya başlıyor. Kitabı arkadaşım ikinci elciden almıştı. Sanırım nadirkitap dışında bir yerde bulunmuyor ve bana da ödünç vermişti. Konusu ilgimi çektiği için okudum. Öncelikle kitabın konusu ilgi çekici ve dili ağır değil hatta zevkli bir dille yazılmış okurken akıcı olmasından çok zevk aldım. Karakterler çok derin karakterler değil, herhangi bir yerde rastlayabileceğiniz tipten insanlar. Bu yönden yabancı okurlar beğenmemiş fakat karakterlerin uçuk olmaması ve kendimizle ilişkilendirebileceğimiz tipler olması okurken çok yakın hissettirdi. Kitap başlarda farklı farklı bölümlerde farklı karakterleri anlatıyor. Ancak yazar, hangi karakterin ön planda olacağını veya hangisinin önemsiz bir karakter olduğunu vurgulamadığı için okurken karmaşıklık oluyor. Çok fazla karakter var ve karakterlerin hikayeleri arasında uzun bir boşluk olduğu için sonraki bölümlerde ortaya çıktıkları an afalladım biraz. Mesela kitabın başında olan iki karaktere sonradan hiç yer verilmemiş, bir kitabı başlatmak için en iyi yol değil :(. Kitapta aksiyon ve tüm olaylar maksimum son 70 sayfada gerçekleşiyor ve yine okurların beğenmediği bir konu. Gerçi ben bunu dert etmedim pek, kitabın o kısmına kadar olan şeyler durağan fakat atmosfer okutuyordu ve canımı sıkan bir durum değildi. Gayet beğendim. Kitabın sonuna dair spoiler vermeyeceğim ama yazar, kitabın sonunu çok açık uçlu bırakmış. Bir çok mantık hatası var ve bitirip üstüne düşününce onlarca soruyla başbaşa kalıyorsunuz. Baştan savma yazılmış gibi geldi biraz. Son kısımları mantıksız ve cevapsız sorularla dolu olduğu için bu, kitabın diğer kusurlarını da görmeme neden oldu. Kitabın içerisinde önemli bir rol oynayan etken ise yağmur yağması. Zaten son 60-70 sayfada da olaylar meydana gelirken yağmur yağıyordu ve ben kitabı okurken de tasvir edildiği şekilde yağmur yağıyordu... Bu ambiyans türü şeylere bayılıyorum. Açlık oyunlarını okurken de "Ekim ayında bir pazar günü" diye bir yer geçiyordu ve o sayfayı tam da ekim ayının bir pazar günü okuyordum ;) bu tarz şeylere ciddi anlamda bayılıyorum. Kitapta bir noktada çoğu birbirinden alakasız olarak gösterilen karakterler birleşiyor ve ortak bir hikaye çıkıyor. Şaşırttığı için bu kısımları beni etkileyen kısımlar oldu. Örneğin Vaiz'in geçmişi ve hikayesi... Madam Bovary incelememde yazmıştım sanırım. Kitaplarda din-insan çatışmalarını ve din adamlarının o inançla dolu kutsal kafa yapılarını okumayı seviyorum ve bu kitapta da vardı. Bu kitapla alakalı en sevdiğim 5 şeyin arasına net girer. Ama dediğim gibi, kitabım sonunda düşen o tempo yüzünden boşuna okumuşum gibi hissettirdi biraz. Farklı bir şey okumak isteyen okuyabilir :)

Öldüren GüzelWayne Simmons · Altın Bilek Yayınları · 20135 okunma

·

64 görüntüleme

sultan

@kitaplarvesultan ·

12 Nisan 2022 23:27

ay buna neden bu kadar uzun bi inceleme yazmisim hicbir fikrim yok xjakxkaks

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.