Roman değil bir masalla karşılaşacağınızı hemen belirtmek isterim. Çok büyülü ve gerçeküstü bir masal. Zaten masallar da öyle olmalı değil mi? Felsefeye meraklı bir baba ve sekiz yaşındaki oğlu birlikte yaşamaktadır. Babanın en büyük zaafı iskambil kağıtlarında bulunan jokerleri biriktirmektir. Ve oğluyla yaptıkları en eğlenceli şey ise iskambil kağıdından fallar açmaktır. Bir gün bir moda dergisinde gördükleri fotoğraf baba ve oğulu harekete geçirir. Derginin kapağındaki fotomodel sekiz yıl önce izini kaybettiren annesidir. Dergi bulundukları yerden uzakta bir ülkenin dergisidir ve onu bulmak üzere yola çıkmaya karar verirler. Uçak yerine kara ve deniz yoluyla gitmeyi tercih ederler. Babasının üç haftalık tatili bu gizemli yolculuk için aradıkları zamandır. Yolda her kasabaya uğraya uğraya, istedikleri otellerde mola vererek gittikleri ülkeye doğru yol alırlar. Bir kasabada rastladıkları yol üzerindeki fırının sahibi yaşlı adam, çocuğu çağırır ve ona değişik ebatlarda dört üzümlü ekmek ve bir gazoz verir. Ekmeklerin en büyüğünü kendisinin yemesini ve bunu yaparken yalnız olmasını ister ve söz alır. Yolda uğradıkları bir benzinlikte çocuğun yanına gelen bir cüce ona küçük bir mercek verir ve bir şey söylemesine müsaade etmeden kayıplara karışır. Ekmeğin en büyüğünü ortasından kırdığında içinden küçük bir kitap çıkar. Biz artık baba oğulun yaptıkları yolculuğun ayrıntılarına ve yalnız kaldığında babasına göstermeden çocuğun cücenin verdiği mercekli zar zor okunabilen kitabı dinlemeye başlarız. Kitap bizi iskambil kağıtlarını merkez alan bir adaya götürür ve büyülü gerçeklik başlar. Ta ki, annesinin olduğu şehre varıncaya dek. Orada başka heyecanlı olaylar olur. Aynı yoldan geri dönerlerken de olaylar devam eder. Masal seven büyüklerin kaçırmamasını tavsiye ederim.

İskambil Kağıtlarının EsrarıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 2016969 okunma

·

351 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İrfan Gürkan Çelebi