İlk incelemem :)Çok fazla kez karşıma çıkan, çok fazla kişi tarafından okunan ve bir dünya klasiği olan Madam Bovary, beklediğim kadar ilgi çekici ve farklı bir kitap olmadı maalesef. Türk dizilerine o kadar alışmışım ki okurken bazı olaylar o kadar da anormal gelmedi bana. Özellikle meşru olmayan bazı olayları meşruymuş gibi göstermeleri giderek can sıkıcı bir hâl almaya başladı. Bu kitapta da evli bir kadının başkalarıyla olan ilişkileri o kadar artıyor ki, yani bir değil iki değil, artık sonradan kadının karşılaştığı, normal bir şekilde konuştuğu herhangi bir erkek için bile "Bu da mı acaba?" diye sormadım değil.
Romanın pek de akıcı ilerlemediğini söylemeliyim. Hatta kitabı elime almaya üşendiğim zamanlar dahi oldu. Betimlemeleri bazı yerlerde gereğinden fazla uzun ve bir süre sonra aynı şeyleri tekrar ediyormuş gibi gelmeye başladı. Bu durum biraz da çekilemez duruma dönüştü açıkçası. Ben okuduğum kitapların çoğunu yaklaşık 10-15 sene sonra, eğer yaşıyor olursam, tekrardan okumayı düşünüyorum, belki bakış açım değişir diye. Fakat Madam Bovary'i okuyacak olursam başka bir yayından okumayı tercih edeceğim, belki bakış açım gerçekten değişir diye.
Kitabın ana karakteri olan Emma, gerçek aşkı arıyor ve evliliğinde bunu bulamadığı için eşi Charles'e ve evliliğine ihanet ediyor. Hem de yukarıda da dediğim gibi bir kez değil, defalarca kez! Ve kitapta gerçekten bir ara hangisine üzüleceğimi şaşar oldum. Emma'nın başka adamlara olan sevgisinin hep sevgisizlikle sonuçlanmasına mı, yoksa onu ilk görüşten beri çok seven Charles'in ihanete uğramış olmasına mı?.. Belki bazılarınız Charles'i suçlayacak "Karısını mutlu edemedi!" diyerek. Ama sormak istiyorum böyle diyenlere; Emma mutluluğu dışarıda aramak yerine evliliğinde, kocası Charles'te ve kızı Berthe'de araması daha doğru değil miydi? Seven insan sevdiğini her daim mutlu etmek ister, sevdiği izin verdiği müddetçe...
*DEVAMINDA SPOİLER İÇERİR
İlgimi çeken diğer bir kısım ise şu: Emma sevdiği kadar sevilmediği için ve suçluluk duygusundan dolayı intihar ediyor. Charles de, Emma öldükten sonra Emma'nın diğer adamlarla olan mektuplarını bulup ihanete uğradığını anlıyor ve çok geçmeden o da ölüyor. Kızları Berthe'yi de uzak bir akrabaları alıyor. Yani demem o ki; onca gelişme oluyor, onca olay yaşanıyor ve olan yine çocuğa oluyor... Bunca suçun, bunca ihanetin bedelini çeken, yaşamaya devam eden ve belki de devam edecek olan yine çocuk oluyor... Çocuğun bir obje gibi kullanıldığı bu kitapta da, gerçek hayatta da olan yine o suçsuz, masum, zavallı çocuğa oluyor...
Okumak ruhu güzelleştirir