Gönderi

Gerçekten dindar bir Müslüman açısından bu durum aşağılayıcı ve değersiz gördüğü devlet hizmetinden geri çekilmişti. Devrimci bir değişikliğin tam sırasıydı ve İslamiyet’in yükselişi derin anlamıyla bir tür devrim niteliği taşıyordu. Yeni din var olan öğretilerin ve kiliselerin ötesindeydi. Ondan önce gelen iki dinin devamı değildi. Onları aşan bir kitap getirmişti. Fetihlerle birlikte başa geçen yeni hükümdarlar eski dini, toplumsal ve siyasi düzeni yıkarak yerine yenisini getirmişlerdi. İdeal İslam'da ruhban sınıfı, kilise, krallar, soylular, ayrıcalıklı sınıflar bulunmuyordu. Ancak dine gerçekten inanmış olanların onu bilinçli olarak kabul etmeyenlerden, erkeğin kadından ve efendinin köledenüstün olması şeklinde bazı doğal ve toplumsal gerçeklikler vardı. Yeni din, bu eşitsizlikleri bile yumuşatıyor ve insancıllaştırılıyordu. Eski dünyanın tam tersine İslamiyet’te köle artık mal değil insan olarak görülüyor, hukuki ve ahlaksal bir statü kazanıyordu. Henüz kadınlar çok eşlilik ve cariyelikten kurtulamamışlardı, öte yandan da sahip oldukları mülkiyet haklan Batı’da modern çağlara dek görülmemişti. Müslüman olmayanlar bile çeşitli toplumsal ve maddi zorluklan olmasına karşın Ortaçağ’da,hatta günümüz Hıristiyanlığında bile görülmeyen bir güvenlikten ve hoşgörüden yararlanıyorlardı.Arap savaşçılarının fetihlerde kazanılan ganimeti, eşit olmasa da, paylaşma ilkeleri vardı. Çoğunluğu daha fazla ve bazen de çatışan ayrıcalıklar talep eder ve bunları elde ederlerdi.Aşiretler, vahalarda, otlaklarda yaşayanlar, büyük malikaneler, Mekke tüccarları da büyük şehirlerin zengin ticaret olanaklarından faydalanmak istiyorlardı. Halife hükümetlerine, özellikle de üçüncü halife Hz. Osman’a yöneltilen şikayetle İslam’ın gereksinimlerinden daha çok, bu grupların gereksinimleriyle ilgiliydi. Her çeşit otorite göçebeliğin verdiği özgürlüğe alışkın insanlara yabana geliyor,sıkıntı veriyordu. Devletin ve yöneticilerinin artan güçleri İslamiyet’in asıl mesajına bir ihanet olarak görülüyordu. Dindarlara ve isyancılara göre amacı İslamiyet’e hizmet etmek olan halifelik bu mesajı sürdürmek ve yaymak için kurulmuştu ve ona otoritesini sağlayan, Müslümanların özgür iradeleriyle verdikleri ve geri alabilecekleri onaylarıydı. Onların çoğunluğuna göre devlet ise, İslamiyet yerine devleti ve öteki alanları, İslamiyet’in yıkıp yerlerini aldığı eski imparatorlukların yöntemlerine hızla daha çok benzeyen yöntemlerle yöneten zengin ve güçlü küçük insan gruplarının çıkarlarına hizmet eder durumdaydı
·
28 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.