İSTANBUL MEKTUBUM
Aklımdasın…
Aklına düşmüşlüğüm var mıdır..
‘…Bu adam orada yalnız…’
‘…Ne söyler ne düşünür…’
‘…Bensiz ve ıssız..’
Ve senden gayrısına
…var mıdır düşkünlüğüm.
Biliyorum..
Kız Kulesini gören pencerenin önündesin
Koca gövdesiyle bir şilep geçiyor..
Ters akıntıdan sağa-sola yatarak.
Ve Boğaz’ı çelikten tırnağıyla yırtarak..
Kıyamazsın o erguvan masala..
Elin boynuna gider..
…istemsiz yutkunarak..
Dostlar…
…bu mektuptan söz etmeyin sevgiliye..
Aramızda kalsın..
Hatta… bilmesin… yazıldığını…
Bilinmesin, Hüzzam tadında dokunuşlarım..
Çünkü, şiir…
…ayrılığın kifayetindedir..
Ve İstanbul..
…bir ‘boyu beste’nin nöbetindedir..
Boşuna mı ‘sılamdadır’ diye avunuşlarım…
Sen gideli…
Kapım, tesellilere örtük…
Ve Körfez’in her haylaz esintisinde
‘İşte geldi’lerin mâsum sevinci
Kollarım…
…ince ve sırımdan belinin ezberinde
Ve her seste doğrulup ‘hoş geldin’ diyesim ‘ var
Kalıpları belliyse de yazamadığım..
Ve bilindik ‘elveda’lar dizemediğim.
Ünlemine, edatına, zarfına,
Her sözüne katlanmaya doyamadığım
..katlayıp zarfına koyamadığım..
Adet o ki bir kenarı yakılmış
Son cümlesi gözyaşımla ıslanmış
Ve ellerim,
…dönüşüne tutuklu..
Bakışlarım… sürmelerine sürgün..
Bâzân, bir tablodan süzülmüş gibi..
Ya da haklı tapınmalara mahsus bir sanem..
Gölgesinde nemini yitirmediğim
Elim erip…
…gönlüm varıp bitirmediğim..
Sen..İstanbul Mektubumsun bir tanem..
siyami tatlıcıbaşı
kardelen çığlığı
sarıgöl-2017