Adını hiç duymadığım bir yazarın kitabı.Migros’ta karşılaştım indirim sepetinde.İsmi aşırı ilgimi çekti.”Aaa ne alaka ya çilek ve fahişelik,” dedim kendi kendime.Baktım fiyatı çok uygun aynı zamanda da arka kapağında yer alan kısa özet bambaşka. Kimdir Sevinç Hepgüler? Eşinden boşanmış, iki çocuğu ve bir de köpeği Nonoş ile birlikte yaşayan öğretmen hanım.Tek başına olan mücadelesinde ayakta kalmaya çalışırken bankalar, kredi kartları, Mokart, Çıtbank, Oyanbank, güncel dönem borcu, gelecek dönem taksitleri…Marketteki meyve sebze standındaki çilekler bile vahşi kapitalizmde diye dert yanarken küçükken yazdığı bir öyküden dolayı çilekler fahişe, muzlar ise polisti.Fahişe kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyordu ama duyan gülümsüyordu.O zamandan beri çilek gördüğü anda başına fahişe sözcüğünü ekleyiverirdi Sevinç Hanım. İtirazı vardı Sevinç Hanım’ın kadere, kedere, vahşi kapitalizme, sisteme, huzursuz bacak sendromu hastalığına, kahrolası kâğıt parçası PARA’ya.Ve birde takıntılı ruh hâllerine..”Bip bip, Polis. Bip bip, Vıkıfbank. Bip bip, Zıro. Mıngo, Mor, Mösyö Benjamin.. Bana özel fırsatlar, indirimler.. Neden bana özel, neden taktılar bana?Dinleniyorum, izleniyorum, peşimdeler…Dinlenen telefon takıntısı, gözetleyen kamera takıntısı, dolar takıntısı, fahişe çilek takıntısı ve daha fazlası. Rüyalarında sürekli sorguya çekilen, hesap veren Sevinç.. “Para parayı çeker Sevinç. Borç da borcu çekiyor. Cepte onlarca kredi kartı varsa, avans hesabı hep eksideyse, hele bir de kredi borçlarına bulaştıysak bankalar bizi çok seviyor.” Ailesiyle birlikte olan yaşam mücadelesi ve kendiyle olan iç mücadelesi bazen trajik, bazen de komik bir şekilde anlatılıyor Sevinç Hanım’ın. -Sevinç Hepgüler paranoid kişilik bozukluğu teşhisiyle üç ay tedavi gördükten sonra yine banka kredisiyle Ege kıyılarında bir ev aldı. Huzursuz Bacak Sendromu atakları yaşamıyor. Köpekleri ve torunlarıyla mutlu. -Kerem oğlu Ziraat Mühendisi oldu. Evlendi, annesinin yanında bağcılık yapıyor, şarap üretiyor. -Kızı Zeynep Kamu Yönetimi okudu. Annesinin yanında köy muhtarının oğluyla evlendi, muhtarlığa aday koydu. Ve kazandı. -Arkadaşı Zeliş hep yanındaydı şimdi de öyle o da krediyle bahçeli bir ev aldı. Hepsi sağlıklı ve mutlular..Her şey yolunda… İşte günümüz insanının çoğu zaman sistem tarafından dayatılan tüketim çılgınlığı, gösteriş budalası hallerimiz, bu ağın nasıl kurbanı olduğumuz ve o ağın içinden kurtulmak için gösterdiği çabayı yalın ve samimi bir dille bizlere sunuyor yazar. Kendimi buldum her satırda, keyifle bitirdim.. Aynı bizler değil mi Sevinç Hepgüler? :))

Fahişe ÇileklerGüldem Şahan · Eksik Parça Yayınları · 201927 okunma

·

159 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.