Yine tarihsel gerçekliğin içine sızan kurgusal gerçeklikle karşı karşıya olduğum bir roman. Milli mücadele ruhunu içinde taşıyan kahramanlar. Âkifler, Küçük Ağalar, Kurtçalı Azizler, Hasan Basriler, Hüseyin Avniler ve daha nicesi... Ortak gâye aziz vatanı işgal kuvvetlerinden kurtarmak. Vatanseverlerin karşısında işgal kuvvetlerinin yanı sıra onlara destek olan bir nevi satılmış kişiler de vardır. Öyle ki sorumluluk bilinci ve milli mücadele ruhundan yoksun, vatan-toprak-millet olgularını hiçe sayan, düşmanla işbirliği içinde olup ülkesine ihanet eden bu kişiler vatanseverlerimizin karşısında ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Milli mücadele yoluna baş koyan vatanseverlerin karşısına ne kadar engel çıkarsa çıksın onlar yeise kapılmaz, bağımsızlıkları için mücadeleye devam ederler. Düşmanın-işbirlikçilerinin yıldırma politikaları karşısında dik bir duruş sergilerler. Bu vatan böyle kurtarılmadı mı? Kitabın dili hafif, herkesin kolaylikla okuyabileceği aşikâr. Üstelik alıp giden bir üslubu var. Çok severek okuduğum bir eserdi. Nehir roman olarak nitelendirdiğimiz Firavun imanı; Küçük Ağa, Küçük Ağa Ankara'da adlı romanların bir nevi devamıdır. Eserde Âkif'i görünce duygulanmadım değil kendisini ve eserlerini çok severim. Onunla özdeşleşmiş olan Asımın Nesli'ne değinmeden incelememe son vermek istemedim. Kıymetli şâir söyle söyler: Âsım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek" Bu mısralar Çanakkale Şehitleri adlı şiirde geçer. Ayrıca Safahat adlı eserin son bölümünün adı Asım başlığını taşır. Peki nedir bu Asım'ın Nesli? Asım demek örnek genç demek, fazilet sahibi, erdemli genç. Ahlâkıyla, davranışlarıyla, vatanseverliği ile örnek genç.. Yani bir bakıma Akif bize ideal Müslüman genç profilini çizer. Bu vatan topraklarında bugün rahatça yaşıyorsak Asım'ın nesli sayesinde değil midir? Kitapta milli mücadele ruhunu taşıyanları Asım'ın Nesli olarak okudum. Birde şu var ki Milli Mücadele ruhunun Firavunu sayılanlar... Eserin adının nereden geldiğini tahmin ediyordum, çok güzel bir metafor yapmış yazar. Firavun ile Milli mücadele karşıtlarını eşdeğer görerek onları Milli Mücadelenin Firavunları olarak adlandırmış. Eserde söz konusu ibare Küçük Ağa ağzından şöyle aktarılmıştır: “Firavun, kendi zekâsından, kurnazlığından, düzenbazlığından başka kuvvet tanımıyordu. Haklı olduğuna emin de; çünkü insanların kötü ve günah saydıkları her şeyi yapıyor, ama hiçbir ceza görmeden hatta kudreti daha da artarak sapasağlam yaşayıp gidiyordu. Her hakka saldırışı ona kazandırmakta, hak sahibini yere sermekte idi. Musa ona Allah’ta söz aç- tığı zaman güldü, alay etti, zindana attı. Musa’dan mucizeler göstermesini istedi, fakat onları gördükten sonra da kendinden kudretli bir şeyin olabileceğini kabul etmedi." Not: Firavun yakıştırması roman karakterlerinden Ali Yusufla özdeşleşmiştir. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.

Firavun İmanıTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20121,154 okunma

··

634 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dilek çlkgl