Kitabın ismi şah ve Sultan ama nedense ben daha çok Ömer'e şaşırdım. Kitapta ismi ara ara geçse de kim bu Ömer diye merak edip durdum. Son satırlarda kendini belli eden Ömer'in varlığı beni kitaptaki her şeyden çok etkiledi.
Çaldıran savaşını konu eden ve asıl olayların bu savaştan sonra geliştiğini gösteren bir eser olan Şah ve Sultan.
Şah da Sultan da türk ve müslüman. Ama karşı karşıya savaş veriyorlar, tarihin her zaman en ilginç bulduğum tarafı bu olmuştur. Omuz omuza gelmesi gerekenler neden hep karşı karşıya kalmak zorunda kalmışlardır, aslında bunun cevabı basit, cihan hakimiyeti düşüncesi var oldukça kardeş katli bile olağan görülüyorken gel gör ki aynı soydan-dinden-ırktan olan yöneticilerin karşı karşıya kalmaması mümkün olsun. Hırs, toprak mücadelesi, büyüklenme gafleti....
Tarihin hep çok sevdiğim bir yanı vardır, beni daha çok okutmaya yönlendiren, merak uyandıran, düşündüren bir yanı....
Şah da Sultan da Taçlı Begüm'e aşıktı. Önce Ömer sonra Şah, ardından savaş meydanında onu terk ettikten sonra Osmanlıya esir düşen ve bununla birlikte Sultan'ın kendine bile itiraf edemediği Taçlı ve aşkı.
Sultan (Yavuz Sultan Selim) babasını öldürtmekle anılıyor kitapta, , Şah İsmail ise annesi için ölüm emrini veren bir hükümdar. Her ikisi de aşık ama her ikisi de yönetimini aşkından önde tutan birer hükümdar. Taçlı böyle ifade ediyor ikisi hakkında ama kendisini en çok sevdiğini düşündüğü Ömer ve Hüseyin. (Şah'ın yeğeni olduğu sonradan öğreniliyor.)
️
Önce sultan sonra Şah ölüm yatağına düşüyor ardından Taçlı. Ömer mezarının başında kuran okurken Hüseyin yaşanılanları Ömer'e anlatmış bulunuyor, öldüğünü düşündükleri Ömer. Bilmiyor ki Tebrizli Ömer olduğunu. Bir İnci de Ömer koyuyor mezarının başına, kalbinin tam üzerine...️
Okumak isteyenlere sevgi ile iyi okumalar diliyorum.