Gönderi

242 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 11 days
Çekmeceden çıkan bir hazine: Güz Gelmeden
"Ben iki kitap yazmadım, sekiz kitap yazdım. Yazı yazmayı son iki yıldır bıraktım. Nedeni de, Türk okuyucusuna bir türlü ulaşamamam, bu yüzden de okunamamam. Demek ki ben okuruma yakın olmayı beceremedim, bu yüzden çekilmeye yöneldim.” (1995) Bu sözler, okuruyla bir türlü iletişim kuramamış, edebiyat çevreleri tarafından görmezden gelinmiş, hak ettiği değeri bir türlü görememiş, Türk edebiyatının kırgın çiçeği Selçuk Baran'a aittir. Bir yazar için yazmak, kendi deneyimlerini, kendi duygularını, kendi hayal dünyasında kurguladığı hayatı birilerine aktarmak demektir. Yazmak bir ihtiyaçsa, okunmakta bir ihtiyaçtır. Çünkü yazarı, yazmaya teşvik eden en önemli unsur, okunur olmasıdır. Yazarın en güzel ödülü de budur. Selçuk Baran hiçbir zaman politik topluluklara dahil olmamış, yayıncı sermayedarlarla ilişki içine girmemiş, kimseye dalkavukluk etmemiş, kendisine edebiyat çevresinde yer açmak için birilerin kapısına yamanmamış, hiçbir zaman hırs etmemiştir. Diğer medyatik yazarlar gibi sürekli göz önünde olmayı değil sadece yazmayı isteyen kendine özgü, gerçek bir sanatçı olarak sessizce yalnızlığına çekilmiştir. 1996 tarihinde son yazdığı Güz Gelmeden romanı basılmayıpta geri çevrilince bu bardağı taşıran son damla olur. Anlar ki; hep bir umutla yıllarca beklediği, kendisini anlayacak, bir okur kitlesi yoktur ve malesef ki; yaşadığı bu hayal kırıklığı, yazmayı tamamen bırakma kararı almasına sebep olur. Bir yandan da Özel hayatında ki acılar, mutsuzluklar, çalkantılar, edebiyatın kırgın çiçeğini ölümüne yıpratmıştır. Gerek kocasının ihanetleri, gerek kızlarının kendisine yönelik öfkeleri, Selçuk Baran'ı Alkole doğru itikler. Yalnızlığına, acılarına karşılık alkole sığınır. Bir kaç kez tedavi görmüş olsada alkolü bırakamaz ve 4 Kasım 1999 tarihinde alkol yüzünden geçirdiği mide kanaması sonucu yalnız yaşadığı evinde hayata gözlerini kapar. Ve Güz Gelmeden romanı evinde ki çekmecelerinin birinde bulunur ve belki de kendisine olan vefa borcunun ödenmesi için ölümünün ardından yayınlanır. Güz Gelmeden: Politik olana bir şekilde dahil olmuş, ama toplum içinde ki kaçınılmaz yalnızlıklarını aşamadıklarını deneyimlemiş, akabinde uğruna mücadele ettikleri idealleriyle bağlantılarını koparıp, kırsala kaçmış farklı yaştan 3 erkeğin hikâyesine odaklanır. Her bir karakter geriye doğru anlatımla kendi hayatlarını sorgular. Hayatlarına yeni bir sayfa açmak, geçmişte tüketmiş oldukları tüm değerleri, kırsal yaşamın dinginliğinde yeniden kurmaya çabalarlar. Geçmişlerinde görmezden geldikleri sorunlarıyla, yalnızlıklarıyla baş başa kalınca hesaplaşmaya başlarlar. Hayatlarını anlamlandırmak için aşka, aileye, çalışmaya, kısacası bir hedefe gereksinim duyup, hayat karşısında yenilmemenin çarelerini ararlar. Sadece çevrelerine değil aynı zamanda kendi iç dünyalarına da yabancıdırlar. Ne mutlu olup olmadıklarını, ne sevip sevmediklerini, ne yaşamak isteyip istemediklerini bilirler. Meselâ: hikâyenin önemli karakterlerinden biri olan Erol, Filiz'le evlenmek ister ama ona aşık olup olmadığını bilmediğini söyler. Bir diğer önemli karakter olan Avukat Suat; yeni bir eve taşınır, bu evi sevip sevmediğini bilmediğini söyler. Buna benzer pek çok örnek vardır hikayede. Bu durum, kişilerin kendi duygularına yabancı olduklarını net bir şekilde gösterir. Bunun dışında, Selçuk Baran, semboller kullanır eserinde. Bahçe, Çiçek, Deniz Feneriz, Kadın pantolonu gibi. Bu nesnelerin her bir farklı anlamı vardır. Meselâ Deniz Feneri: Yolunu kaybetmiş insanlara yol gösteren eski bir dosttur. Onları, kendi ışığıyla doğru yola sokar. Ya da Çiçek; Çiçekler, hikâyede güzelliğin, iyiliğin ve mutluluğun simgeleridir. Kısaca tek boş bir yaprak bile okumadım. Açık,akıcı,yalın bir dile sahip olan roman, gerek çevre betimlemeleri, gerek insan psikolojilerinin tahlili olsun, estetik yönü kuvvetli bir sanatçı olan Selçuk Baran'in gözlemlediklerini sanatına muazzam derecede güçlü aktarabildiğini düşünüyorum. Selçuk Baran'a şans verin. Bunu fazlasıyla hak ediyor.
Güz Gelmeden
Güz GelmedenSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2019254 okunma
·
576 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.