Gönderi

523 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
kımıldadı, buz kımıldadı saygıdeğer jüri üyeleri!
mükemmel bir kurgu, mükemmel karakterler ve mükemmel bir çeviri... buram buram rus kültürü kokan bir kitap. her yerinden çikolata fışkıran bir tatlı gibi. öncelikle bu yazıya kitabı çeviren mustafa kemal yılmaz'a teşekkür ederek başlamak istiyorum, sırf dilimizi değil bilgilerini de çok güzel kullanmış, bazı yerleri dipnotla açıklamakla kalmayıp birçok bilgi vermiş döneme dair. ilya ilf ve yevgeni petrov, bu ikiliyi anton çehov ve gogol karışımı olarak nitelendirebilirim, hem dönem sorunlarını ele alıyorlar hem de bunu mizahi bir dille yapıyorlar. tabii burada "dönem sorunları"ndan kastım sefalet falan değil, bir alışma süreci. eski ve yeni arasında kalınan, yeniliklere alışılmaya çalışılan bir dönem, 1920'ler ve işte sonuç: on iki sandalye. kitap gayet akıcıydı, bazı yerlerde kurgu dışına fazla çıkılsa da bölümler uzun olmadığı için sorun etmedim ben. kendini okutturan bir kitap. işin içinde biraz da dedektiflik var: pırlantaların saklandığı sandalye hangisi? on iki ihtimal var. yeşilçam filmindeki üç kâğıtçı tiplerin aynısı olan ama bunun yanında çok derin bir karakter olan Ostap Bender -yeni düzenin kitaptaki temsilcisi- ile ona göre biraz daha saf olan ve dümdüz yaşayan İppolit Matveyeviç Vorobyaninov bu on iki sandalyenin peşinde koşuyor. tabii bu sandalyeler aynı yerde değil ve yolculukta birçok insanla karşılaşıyorlar, hepsi farklı türden insanlar, ayrı ayrı özgün karakterler. sandalyeleri ararken oradan oraya sürükleniyorlar, ben kitabın en çok bu yönünü sevdim. moskova'dan volga kıyılarına, kafkasya'ya, pyatigorsk'a, oradan kırım'a gitmek çok güzeldi. özellikle pyatigorsk bölümünde Lermontov'dan ve onun yarattığı Peçorin'den bahsedilmesi çok çok hoşuma gitti. tabii sırf Lermontov değil; yer yer dostoyevski'den, gogol'den, tolstoy'dan, nekrasov'dan, mayakovski'den, en çok da puşkin'den bahsedilmesi; bazen alıntılar yapılması; bir de üstüne çarlara, rus atasözlerine, rus şarkılarına göndermeler yapılması bana en sevdiğim sebzelerden oluşan bir salatayı yiyor hissi verdi. yani kitap bu bağlamda düz yazı ve şiir karışımı diyebilirim. okurken biraz dönem bilgisi gerektirse de dipnotlar yeterli oluyor, açıklayıcıydı hepsi bence. eleştiri ise daha çok Ostap Bender üzerinden yapılıyor, bu kaskatı bir eleştiri değil, dediğim gibi mizah yoluyla. çünkü Bender de bir görüşü körü körüne savunan biri değil, o da arafta kalmış. dönemin eksikliklerini onun dolandırıcılığa odaklı hareketleriyle görüyoruz. kitabı bitirdikten sonra anladım günümüz rusyasında neden bu kadar önemli bir yer tuttuğunu ve ruslara hak verdim. özellikle Ostap Bender çok sevilmiş orada. zaten dönem yazarları, özellikle nabokov ve bulgakov hem ilya-ilf ikilisinden hem de kitaplarından çok etkilenmişler. günümüzde de rus halkı üzerinde bu etki sürmekteymiş. kitapta sanatın ebedi oluşuna dair bir cümle vardı, bu kitabın da ebedi kalmaya devam edeceğinden hiçbir şüphem yok.
On İki Sandalye
On İki SandalyeYevgeni Petrov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022173 okunma
·
626 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.