Benliğin Gölgeleri'ni, Kanun Alaşımı'na göre daha sürükleyici ve etkileyici buldum. Kendimi kitapta kaybettim. Özellikle kitapta Sazed'i, TenSoon'u görmek ve birkaç tanıdık isimden bahsedilmesi kendimi evimde gibi hissetmeme sebep oldu. Sissoylu dünyasının içinde kaybolmamı ve ilk üçlemeden çok uzaklaşmadığımızı hissetmemi sağladı. Ayrıca, bu kitapta gelen Melaan karakterini çok sevdim. Kendine has bazı tavırları var. Wax, Wayne ve Marasi'den bahsetmiyorum bile. Onların hikayelerini okumak çok hoşuma gidiyor. Özellikle Wayne benim favorim diyebiliriz ama Wax'ın Ahenk'in korumasını alacak kadar neden önemli olduğunu tam anlayamadım. Zaten bunun cevabını Matem Bantları'nda alacağız gibi görünüyor. Ayrıca Lessie ve Bleeder arasındaki bağlantıyı hiç beklemiyordum. Bir bağlantı olduğunu tahmim etmiştim ama bu şekilde olacağını hiç düşünmemiştim. Beni şoka uğrattı. Zaten Brandon Sanderson her şekilde bizi şaşırtmanın bir yolunu buluyor. Son kitaba hemen başlamak istiyorum. Bakalım bu muhteşem serinin sonunda bizi ne bekliyor.