BİR KİTAP ANISI 2
Balıkçı niyazi..
-Niyazi amca, Mudanya, gemlik, fıstıklı, armutlu, Yalova arasında açıklarda teknesiyle balıkçılık yapan komsumuzdu.Küçükken ona "duman amca" derdim.. O ise bana " fıstık " derdi.. Balık tutmadığı zamanlar ailece tekne turu yaptırırdi ama ne sevinç ne mutluluk.. Çocuksun işte tarifi bile yapılmıyor o mutluluğun.. Tekne içinde posterler olurdu bir tarafta Nazim, diğer tarafta Attila İlhan animsadigim gördüğüm kişilerdi. Aradan yıllar geçti, büyüdük hayatı kavramaya başladık, kim iyi / kim kötü diyerek bol bol teraziye insan koyduk tarttik, tartildik.. .
Niyazi amca iyice yaşlanmış eski hevesi, eski sevdası pek kalmamıştı.. Teknede yalan olmuştu.. Küçükken yapılan sohbetler kendini bir sahil kahvesinde bulmuştu...
Ruhunda eskimeyen bir güzellik vardı.. Otur ne konuşursan konuş.. Ülkede çok az kalan ayaklı bir kütüphane.. Deli gibi sordugum sorular, doyurucu aldığım cevaplar..
Toplum ve kültür üzerine konuşurken, kahveciye seslendi
--şu evladıma orta kahve yap, dünden kalan gazetelerin eklerini getirsene..
Kahveci üst üste yığılmış bir kaç günlük gazeteleri yigdi masaya.. Niyazi amca açtı içlerini hepsinin bulmaca eklerini ayırdı kahveciye bulmaca eklerini göstererek
--sen de böylesin işte, diyerek takıldı ve gülüşmeler başladı...
Sonra bana döndü ;
- görüyor musun bulmaca eklerini? Kimse tamamlamamış, çoğuda yarım yamalak çözülmüş bırakılmış.. Yıllardır aynı, tamamı çözülmüş bulmaca eki hayatım boyunca görmedim.. Geri kalanlarıni ben tamamliyorum.. Bu ülkede böyle, insanlıkta böyle, yarım kalmış bulmaca gibiyiz kalemimiz tamamlanmiyor..
Masada bulunan eksik, yanlış ne kadar çözülmuş bulmaca varsa, poşetin içine koydu..
--evde çözerim..
---
Kitap 1971 baskı niyazi amca nin armağanı. Bununla birlikte bir çok kitap vermişti 2000 lerin başında...2009 yılında ise hayatını kaybetti...
Mudanya sahillerinde geceleri şarap içer, içtiğim şişelerin içine notlar yazar fırlatıp atardım.. Öyle basit notlar değildi ve kimse kolay kolay yer almazdı..
Aradan 500 yil geçti ..!
Siseyi bulan biri açtı içini,okudu kağıtta yazılanları...!
(...)
bu acılar
bu ağrılar
bu yürek
neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar
bu ağaçlar niçin böyle yapraksız
bu geceler niçin böyle insansız
bu insanlar niçin böyle yarınsız
bu niçinler niçin böyle yanıtsız?
kim bu korku
kim bu umut
ne adına
kim için?
/haziranda ölmek zor / hasan Hüseyin..