Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

184 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kütüphande kesf ettigim son kitap
Kütüphaneye kitap alıp verdiğimde şöyle bir dolaşıp gelişi güzel hiç tanımadığım bir kitap alırım. Bu sefer Başar Başarır’ın "Teklifinizle ilgilenmiyorum" öykü kitabini aldım. Severek keyif alarak okudum. Daha önceki ve sonraki kitaplarını da okunacak kitaplar listesine ekledim. Bu yazarı takip ediyorum... Yunus Nadi Ödülünü hak etmiş. “Teklifinizle ilgilenmiyorum" 9 öyküden oluşuyor. Seher, öyküsüyle kadın-erkek, evlilik ilişkileriyle öykü kitabının açılışını yapıyor. Müzedeki çocuk, çocuksu yalnızlığın, harika bir anlatımı... ezdi geçti. "...Ama güzel oldu. Hemencecik yuttun zokayı. Oğlan da kıkırdadı. Yuttuğu zokanın tadını beğenmişti..." Teklifinizle ilgilenmiyorum, ortayaş krizindeki Reha Bey'in Eytam ;-) la mücadelesi. Hayret kitaba adını verecek kadar keyif almadım. Belki de benim açımdan pek gerçekçiydi... Fotofiniş, bu nasıl bir öykü yahu! Harika! 70-80 lerin mahalle gençliğinin (erkekler) bir büfe etrafındaki yaşantısı. Olay elbette bir aşk öyküsü, ancak anlatım ve okurken alınan keyif bir başka... Öykünün adını s.ttir et, öykünün kendisi kaymak! Bu öyküye 80li yılların (erkek) gençliği Nobel ödülü verebilir... Hiç bir alıntı yapmaya gerek yok. Çekil köşene, aç kitabı ve oku... Başar Başarır’ın kaleminden bal damlıyor... yani bu öyküyü okurken keyiften ağzım kulaklarımdaydı desem yeridir. Dayanamadım telefonu açıp dostuma telefonda okudum... Teşekkürler... Eline sağlık! Drakula, hay Drakula olasıca, bu güzelim öyküye bu ad yakıştı mı! Bunu yazıp işine karıştığım için "Örtmenim, kızmayın örtmenim, beni affedin, n’olur. ..." demem gerekiyor. Hangi Editör öyküye bu adı koyduysa işine son ver! Eğer sen koyduysan kendine iyi bir editör ara, derim. Yuh Deveci, bu öykü sanki bir işlik ödevi gibi. Hani yazı kurslarında önünüzde duran, cebinizde olan bir eşyayı alın ve onun öyküsünü yazın, derler. Ama öyle bir yazın ki, o eşya ile ilgisi olmasın. Sanki Başar Başarır’ın cebinde de bir Camel sigara kutusu var. Alıyor deveyi, döktürüyor bir öykü... Hoş bir hikaye, okudukça (ya da o yazdıkça) açılıyor, saçılıyor, güncelden çekip masalsı haller alıyor, "Çok para haramsız, çok laf yalansız olmazmış" ... "Çocuk aldı oyuna gitti, köpek aldı koyuna gitti, bu hikaye de burada bitti." Eline sağlık, pek güzel olmuş, afiyetle okuduk. Distolcüler, ilginç bir hikaye, 1960 öncesinde geçtiği sanılan, ağzı var dili yok, al koy bir kenara, yine bir işe sap olamayan bir gencin hikayesi. Ah şu kadınlar olmasa bu delikanlıların hali ne olurdu? Beni sarmadı, ama 100kitapta bu öyküsünü özellikle sevenler var... Anam ateş babam kor, sanki 1001 gece masallarından çıkıp gelen hoş bir masal-öykü; "Yiyeceğin boku söyle Adem! Büyük lokma ye, büyük söz söyleme!" Bu da öykünün bitiş cümlesi. Hangi Şeyler, öyküsüyle adını vermese de Gezi olaylarına bir de gençlerin gözüyle bakıyoruz: "Yasemin var ya, olsa olur. Why not? Cokonat. Az sonra takipleşiyoruz, birbirimizi feyste ekliyoruz..." ..."Neşeliydik. Park değil de bir parti eviydik sanki. Cıvık Cıvık. Kalabalık." Bu kitap kütüphaneye gidemez, yenisi gelene kadar rehin alındı.
Teklifinizle İlgilenmiyorum
Teklifinizle İlgilenmiyorumBaşar Başarır · Can Yayınları · 201341 okunma
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.