Bal arısı görünümlü hırsızlar!
bir çiçek olduğunuzu düşünün,
çekicisiniz,
güzel kokuyorsunuz,
dolu dolusunuz
polenler ve çeşitli rayihalar ile.
var olanlarınız ile bir değersiniz
ve bunları paylaşmak için istekli olsanız da
biraz da korumacısınız,
öyle her önüne gelene de sunmam kabilinden!
eşek arısı geliyor bir gün,
diyorsunuz ki bu olmaz kesinlikle
bunca zaman bunun için mi biriktirdim herşeyi diyerek
içe kapanıyor ve güzelliklerinizi saklamaya çalışıyorsunuz.
oysa eşek arısı inatçı ve alabildiği kadarını alarak gidiyor!
arkasında bıraktığı enkazı umursamadan.
gelen ve giden günler ile toparlanıyor
ve acılarını eskisi gibi olmasa da onarıyorsun!
sonra bir gün bir bal arısı geliyor,
eşek olan arı ile karşılaştırınca;
daha narin görünümlü,
estetik olarak güzel
ve dahası amaç olarak eşek olandan
daha paylaşımcı diyerek olandan daha da fazla açılarak
herşeyini sunuyorsun içten ve pazarlıksız!
balcı arı sizin ile hemhal oluyor süresi dahilince,
heryeri sizinle doluyor,
polenleriniz ve güzel kokularınızla siz oluyor neredeyse!
ve sizinle olan sürecinin sonuna geldiğinde sizden aldıkları ile
ardına bile bakmadan herşeyinizi koparırcasına gidiyor!
neye yanmalısınız diye düşünürken
aklınıza " derviş ile kuşun hikayesi " geliyor ve
diyorsunuz ki;
eşek olan arı alsaydı herşeyi,
en azından dürüsttü niyeti açıktı!
balcı arı ise derviş hırkası ile kanat kırandı!
aldığına mı,
kırdığına mı,
kandırdığına mı yanayım
diye diye ahlanarak
ya içinize çekiliyor
ya da bir daha açmamak üzere bir defa daha
ve belki de son defa ölüyorsunuz!
Derda Yuşa