Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

95 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Doğu'nun Kafkası
Kitabı okurken bir çok farklı kitaptan bir parça buldum örneğin karakterimizin karamsarlığı
Yer Altından Notlar
Yer Altından Notlar
kitabındaki karakteri andırdı ve
Yabancı
Yabancı
kitabından bir bölüm okuyormuş gibi bir his de erdi . Karakter analizi olsun o ruh betimlemeleri olsun tam bir şah eser . Kitabı yeni başlayanlara tavsiyem
Sadık Hidayet
Sadık Hidayet
in hayatına bir göz atmaları olacaktır. Çünkü kitap neredeyse onun tüm acılarını haykırıyor . Sâdık Hidâyet, çarpıcı, etkileyici öykü ve romanlarıyla 20. yüzyıl dünya edebiyatını etkileyen önemli bir İranlı yazardır. Farklı düşünceleriyle ve yalnızlığı yeğleyen yaşama tarzıyla dikkat çeken Sâdık Hidâyet, toplumun sıradan ve anlamsız değer yargılarını; yüzyıllar ve kuşaklar boyunca insanı ezerek özgür bir birey olmasını engelleyen geleneksel yapıyı sürekli sorgular. Bu sarsıcı düşüncelerini kurmacalarında kendine özgü biçimlerde dile getirmesi, onu pek çok Doğulu yazardan ayırır. Diyebiliriz ki Sâdık Hidâyet, Doğu ve Batı kültürleri arasında sıkışıp kalmış, birtakım ezberleri sorguladıkça çıkışsızlığa, çelişkilere ve açmazlara düşmüş; aşırı duyarlı kişilik yapısı nedeniyle çözümü intiharda bulmuş talihsiz bir kimliktir. Kitabın orijinalinin bu zor diline rağmen
Behçet Necatigil
Behçet Necatigil
üstadımız çok güzel çevirmiş hem akıcılık hem de şiir gibi tamlamalarla renk katmış kitaba . Kısa diyip başladığım bu harika kitabın etkisinden çıkmak kolay olmayacaktır. Derin, karanlık, koyu, kan tadında, ürpertici bir romandır Kör Baykuş. Okurken sık sık şaşkınlığa uğrar insan. Metinde düşlerle gerçekler bir aradadır, birbirine karışmıştır ve aynı anda birbiri içinde sürer. Eserin en çarpıcı yönü; o inanılmaz, farklı, şaşırtıcı ve özgün kurgusal yapısıdır. Kör Baykuş, her şeyden önce bir bölünme, parçalanma, değişme ve dönüşme romanıdır. Yazmaya meraklı anlatıcı/kahramanın, metin boyunca sürekli değişip metnin başka kişilerine dönüştüğünü; bu öznesel dönüşümlerin aynı zamanda mekân ve zamanda da değişimler ve dönüşümler yarattığını görürüz. Söz konusu inanılmaz, imkânsız, sıra dışı durumu yazar o denli etkili ve inandırıcı kılarak anlatır ki, metin içi gerçekliğin o karanlık düşsel dünyasında soluk alıp verirken yadırgama duygusunu çoktan aşmış oluruz. Her iki cümlesinden biri ölüm olan yazar aslında gideceğini feryatlarla haykırmış bu eserinde ; “Yalnız ölüm yalan söylemez! Ölümün varlığı bütün vehim ve hayalleri yok eder. Bizler ölümün çocuklarıyız, hayatın aldatmacalarından bizi o kurtarır. Hayatın derinlerinden seslenir, yanına çağırır bizi. Ve biz, henüz insanların dilini bile anlamadığımız yaşlarda, ara sıra oyunlarımızı yarıda kesiyorsak, bunun nedeni ölümün seslenişini duymuş olmamızdır… Ömrümüz boyunca ölüm bize el eder, çağırır bizi. Her birimiz ansızın, sebepsiz düşüncelere dalmıyor muyuz, bu hayaller bizi öylesine sarıyor ki zamanı, mekânı fark etmez olmuyor muyuz? İnsan bilmez bile ne düşündüğünü; ama sonra kendini ve dış dünyayı hatırlamak, düşünmek için toparlanmak zorundadır. Bu da bir sesidir ölümün.” (Kör Baykuş, s.70) "Ölümünden az önce bir hikâye taslağı kaleme almıştı, şuydu konu: Annesi "Salgı salamaz ol!" diye beddua eder yavru örümceğe. Küçük örümcek ağ yapamayınca ölüme kurban gider. — Hidâyet'in hayat hikâyesi miydi bu?"
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,4bin okunma
·
193 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.