Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
10/10 puan verdi
Yüzleşme & Adnan Dalgakıran
Kitapta, Türkiye makine sanayisinin zamanında merkezi olan Perşembe Pazarından başlayarak, Türkiye olarak son üç yüz yılda global ekonomiden aldığımız payın hep yerinde saymasına, orta gelir tuzağına yakalanmamıza ve durumun yavaş yavaş daha da kötüye gidebileceğine, neden Batı ve Amerika’nın gerisinde kaldığımıza, son dönem yükselen ülkelerin neleri doğru yaptığına, bizim yaratıcı sınıfı ülkemizde neden bir türlü oluşturamadığımıza, ülkemizde neden yatırım olmadığına, dış ticaret açığımızın nedenlerine, demokrasi ve hukuk endekslerimize, nitelikli ara elemanı nasıl elde edeceğimize ve son olarak Türkiye’ yi bir öğrenci olarak görürsek bu öğrencinin karnesini masaya yatırmış Adnan Dalgakıran. Bir makine mühendisi olarak, bu kitabı okuduktan sonra bazı konulara daha geniş çerçeveden bakmadığımı anladım. Bu da neydi biliyor musunuz ? Ben meslek liselerine gelen öğrencilerden bir şey olmayacağına ve aralarında tek tük iyi öğrenci çıkacağına inanırdım çünkü oradaki seviye ve gidişat belliydi, oradaki eğitimin zaten kötü olduğunu vurgulayıp eleştirirdim. Bu kitabı bugün bitirince, şunu düşündüm : peki biz ülke olarak neyi kötü yaptık da meslek liselerini en kötü eğitim kurumu haline getirdik, en vasıfsız kişilerin seçtiği okul haline getirdik, oradaki öğrencilerden bir şey çıkmayacağı durumuna geldik, neler mi yaptık ; 1- Meslek lisesine gidenlerin, üniversite sınavında önü puan açısından tıkanarak 2-Oğlum mühendis olmazsan sana kız vermezler, oku da mühendis ol diyen toplum baskısı ile çocukları yanlış yönlendirip, sadece mühendis olmalarına baskı yaparak, ara eleman yani tekniker ve ustaların çıkacağı meslek liselerine gitmelerini engelleyerek. ( Almanya’da bir su tesisatçısı erkek, dört yıllık üniversite mezunu bir kızla gayet evlenebiliyor) Şimdi ne mi oldu, ülkenin teknoloji ve üretim sahasında ki en önemli ihtiyacı olan ara eleman yani uygulayıcı kadrolar artık niteliksiz ve vasıfsız neden mi meslek liselerini bu hale getirdiğimiz için, dolayısı ile de gelişemiyoruz ve kaliteli üretemiyoruz. Peki ne yapmamız lazım, meslek liselerindeki yanlışlarımızı düzeltip, oraya giren çocukları yeteneklerine göre ayırıp, doğru eğitimleri verip, gerekirse bunun için yurt dışına göndermek veya yurt dışından eğitmen getirip, buradaki eğitim seviyesini arttırıp, ülkemizin ihtiyacı olan nitelikli ara elemanların yetiştirebilmeliyiz ki, gelişelim, kaliteli üretelim, dünya markası üretelim ve sonunda da cari açığımızı kapatabilelim. Kitap ile ilgili aldığım bazı önemli notları aşağıda yazmak istedim; Perşembe pazarı, Türkiye’ nin zamanında makine sanayisinin merkeziydi ve bizim bir çok ustamız diplomasını buradaki Ermeni ve Rum ustalardan almıştır. Son üç yüz yılda Türkiye’ nin dünya ekonomisinden aldığı pay %0,7 — %1,3 arasındadır ve hiç değişmiyor. Bir ekonominin belirli bir düzeye geldikten sonra, yerinde sayması ve orada sıkışıp kalması ya da belirli bir durgunluk içine girmesine orta gelir tuzağı diyoruz. Ülkemizin son üç yüz yıldaki patinajının nedenlerinden biri. Dünyada son 60 yılda, orta gelirden üst gelire çıkan iki ülke var Güney Kore ve Tayvan. Alt gelirden bizim de olduğumuz orta gelire ise en az 20 ülke geldi. Japonların ilahi memnuniyetsizliği: Japonlar bir ürün ürettikleri zaman, ne kadar iyi olmuş, ne kadar iyi bir iş çıkardık diye yıllarca kendilerini övmezler, aksine daha ertesi günü ürünü eleştirmeye başlarlar, bunun şurası olmamış, böyle yaparsak çalışmaz o yüzden şurasını geliştirmemiz lazım gibi. Sürekli kendilerini eleştirme kültürünü benimsemişler ve buna da ilahi memnuniyetsizlik demişler. Neticesinde de sürekli daha iyiyi yapmaya odaklanmışlar. Yaratıcı Sınıf: Türkiye’de yaratıcı sınıf maalesef yok ve hiç olmadı. Amerika şuan dünyadaki her üç yaratıcı kişiden birini bünyesinden tutuyor. M1B vizesi için, insanlar elçilik binalarımızın önünde kuyruk oluyor, en yaratıcı araştırmacı ve akademisyenler bu vize için yarışıyor. Neden mi ?Amerika’da bir projeniz varsa, bunu kamuoyu ile paylaştığınızda, bu işe para yatıracak insanlar tarafından destekleniyorsunuz. Yatırımcılar projelerinize para koyuyorlar. Başarılı olmanız için sağlıklı ve uygun ortam var. Maddi kaynaklar var. Hukuk sistemi girişimcinin hakkını koruyor.. Peki biz niye ülkemizde tutamıyoruz. Üç yüz yıllık yarışta, patinajımızın nedenlerinden biri de bu, yaratıcı sınıfı oluşturamamak. Global Entrepreneurship Index’ine göre 137 ülke içerisinde 2014 yılında 25. iken, 2019 yılında 37. sıraya gerilemişiz. Tarihimiz boyunca dış ticaret açığımızın ve cari açığımızın iki büyük nedeni; 1- Enerji 2- Makina yatırımları World Values Survey, yani dünya değerleri araştırmasında Türkiye’de insanlara güvenilebileceğini düşünenler, nüfusun %16,2' si. Türkiye’de aslında teşvik kaynakları çok fazla, hatta teşvikte en iyi ülkelerden biriyiz. Ancak bu kaynakları doğru kullanıyor muyuz ? Kaynaklarımızı, nitelikli insanların ülkemize gelmesi için, yurt dışı rakiplerin en iyi mühendislerini, pazarlamacılarını ve müdürlerini ülkemize gelmesi için, yani teknolojiyi en iyi üreten, kaliteyi en iyi üreten ve sizi dünya markası yapacak sınıfı ülkemize getirebilmeliyiz ki, gelişen ve yetişen genç kuşağımız bu insanlar ile yetişsin. Eğitime, gayrisafi yurt içi hasılanın sadece %5' ini harcıyoruz ve bu konuda 43 ülke arasında OECD’ye göre 37.’ yiz. Eğitim ve istihdamda olmayan gençler ( not in education — employment or training — NEET) sıralamasında 41 ülke içerisinde, ► 15 -19 yaş gurubunda 38. sıradayız ► 20–24 yaş grubunda 40. sıradayız Nitelikli ara eleman yani uygulayıcı kadro ihtiyacımız var. Güney Kore ve Japonya’ nın en büyük gelişim nedeni bu uygulayıcı kadroların yetenek ve kabiliyeti. Yapmamız gerekenler; Düşünen, analitik düşünme becerisine sahip, empati yapabilen, şüphe eden, merak eden, araştıran, soru soran, üslubu ile tartışmayı bilen, eleştirebilen, eleştiriye açık olan insan temelini oluşturmak, yaratıcı sınıfı yetiştirmek ve yaratmak. Sevgiyle kalın... ◘ İnstagram kitap kulübü hesabım, the_knarr , beklerim ◘İnstagram şahsi hesabım, maleri17 ◘Twitter hesabım, umaleri17
Yüzleşme
YüzleşmeAdnan Dalgakıran · Kronik Yayın · 202176 okunma
··
210 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.