Gönderi

132 syf.
·
Not rated
·
Liked
Ben anlatıcımız Mathea zihninden geçenleri bireysel zaman algısıyla doğrusal şekilde sıfıra doğru ilerleyerek bize aktarıyor. Fakat bu sıfır koordinat düzleminde, yerinde sabit duran bildiğimiz “0” değil. Mathea ve ölümle özdeşleşmiş bir sıfır. Kocası da kendine en yakın noktada duran Epsilon. Mathea yaşamla sayı cetveli arasında analojik bir mantık kurmuş. Koordinat düzlemini kullanmamış çünkü ölüm sonrasını bilinemezliğinden ötürü negatif değer olarak dahi ifade edilemez buluyor. Ölüm ve Mathea; sayı cetvelindeki sıfır kadar, bitişi, sonu, yok oluşu ifade etmek durumunda. Sıfıra doğru …..3. 2. 1. 0,9. 0,8…. zaman tükeniyor, tükendikçe hızlanıyor ve hızlandıkça azalıyoruz. Cetvelde kendinize yer beğenin. Anlatı anımsamalarla birlikte yer yer büyük sayılara doğru-geçmişe- gidip tekrar sıfıra dönüyor. Ölümle birleşme (sıfırlaşma) uğraşı içinde ölümü düşünüyor Mathea. Ölüme ilişkin okuduklarını hatırlıyor, Epilsion’la ölüm üzerine konuşuyor, korkularını yenip ölüme anlam vermeye çabalıyor. Yaşa, anı yakala öğüdüne ölüm ilanları okuyarak uyuyor. Böyle bir mantığı kim kurabilir ki? Ancak hayatta kocasından başka kimsesi olmayan altmış yaşın üzerinde(?) ölümlerinin yaklaştığını düşünen yaşlı bir kadın. Yaratıcısı Kjersti Skomsvold 30 yaşında bu kitapla ilk kitap ödülü almış. “Ama hayal kırıklığına uğramak yerine mutlu olmak için, kendimi başkalarına bağımlı bir duruma getirmemem gerektiğini söylüyorum kendime. Mutluluğunu kendin yaratmalısın Mathea.” Yazarın insan var oluşuna ait neredeyse bütün sorunları üstüne yüklediği ve belki de bu yüzden sırtı kamburlaşan Mathea’nın yalnızlığını nereden yakalayabilirim diye düşündüm. En uygununun bu iki cümle olduğuna karar verdim. Mathea kendi kendine yetme uğraşı içindeyken dış dünya ile irtibatı da sıfıra yakın. Sadece kocasıyla konuşabiliyor, ki varlığına ancak onunla bir çift olarak anlam verebiliyor. İkisinin de irtibatta oldukları yaşayan akrabası yok. Komşularından kaçıyor. Mecbur kalırsa markete gidiyor, orada da kimseyle konuşmuyor ve yalnızca evde televizyon seyrediyor. Pencereden dışarı bakıyor, gözlerini sokakta, karşıdaki apartmanlarda gezdiriyor. Bunca insanın ölümü unutarak heyecanla yaşaması ona tuhaf geliyor. Toplumsal yaşama tutunarak ölümü unutmayı bilinçli veya bilinçsiz şekilde defalarca reddediyor. Ne yaşamayı istiyor aslında ne de ölmeyi. Her ikisine karşı tek savunma mekanizması hemen her şeye karşı geliştirdiği ironik tavır. Sıfırda duran yalnızlığında küçük de olsa mutluluk alanı oluşturabileceği soğuk demirden çerçeve. Tek silahı, itiraf edelim güzel kullanıyor. Adanmayla bağlandığı kocası Epsilon’un ölümüyle Matea’nın kurduğu mantık çöküyor, zoraki kurabildiği benlik olgusu ve varlığı bütünüyle anlamsızlaşıyor. Yabancılaşmanın belki düşünülebilecek en yoğun hali. Yaratıcılık unsuru öne çıkan harika bir kitap okudum.
Hızlandıkça Azalıyorum
Hızlandıkça AzalıyorumKjersti Skomsvold · Jaguar Kitap · 20151,804 okunma
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.