1950 yıllarında yazılmış bir kitap. Aslında bu yazarı çoğumuz fosforlu cevriye kitabı ile tanıyoruz. Ve gerçekten de o kitabı oldukça güzel. Buradan şu anlam çıkabilir bu kitap kötü mü? Hayır tabii ki kötü diyemem ama kıyas yaparak söylüyorum diğer kitabı bu kitaba kıyasla oldukça başarılı. Bir dergiye tefrika şeklinde hazırlanmış ,daha sonra roman haline getirilmiş ve sonrasında da Fransızca çevrilmiş. Aslında bu açıdan bakarsak 1957 yılları için oldukça başarılı bir kadın yazar. Kendisi de iyi derecede Fransızca bilmekteymiş. . Konusuna gelince; Bir yeşilçam filmi gibi diyebilirim. Tıp fakültesi öğrencisi olan vasfi karakterinin -aslında oldukça trajik bir şekilde -akrabası nuriyi öldürmesi neticesinde hapse girmesi ve orada tam 12 yıl boyunca kalması, hapisten çıktıktan sonra da sudan çıkmış balık haline gelmesini anlatıyor. . Vasfi oldukça edilgen bir karakter. Anneciği evleri temizliğe giderek oğlunu okutmaya çalışan, Kurtuluşunu oğluna bağlamış bir kadıncağız. Ama oğlu,ah o oğlu.. Karşı komşusunun kızı Zeynep’e aşık oluyor. Zeynep’te Zeynep Tek derdi altınlar, paralar, mal, mülk.. Vasfi’nin yaşlı amcasıyla evleniyor ve olaylar bundan sonra karışıyor. Bir kıskançlık cinneti ve kuzenini öldürme ,arkasından hapis . Kitabın konusundan çok ,hapisten çıktıktan sonraki yoksulluğu anlatış tarzı hoşuma gitti. O zamanın yoksulluğunu ,sokaklarda yatmanın nasıl bir his olduğunu ,açlıkla imtihanı ,diğer evsiz insanların hepsinin de kendine ait farklı farklı öykülerinin olmasını yazar çok güzel anlatmış. Hatta kitapta tek sevdiğim kısım herhalde orasıydı. . Tekrar Zeynep’le karşılaştı mı Diye sorsanız, kitabı okuyun derim? . Allah korusun böyle bir durumla karşılaşsanız hapisten çıktıktan sonra ilk yapacağınız şey ne olurdu? . Ben en önce Zeynep’le yüzleşirdim.

Ankara MahpusuSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2021475 okunma

·

150 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Esra özdemir