Richard Bach'ın 1970 yılında yayımlanan kısa romanı Martı Jonathan, sıradan bir martının özgürlük, farklılık ve kendini aşma arayışını anlatıyor. Kitap, Jonathan Livingston adlı bir martının, balıkçı teknelerinin etrafında uçuşup yemek yiyip anlamsız bir şekilde yaşayan martı sürüsünün içinden çıkarak, uçmanın ve yaşamanın anlamını keşfetmesini konu alıyor. Kitapta özgürlük, reddedilme, farklı olma, tanrılaşma, cehalet, etik ve norm gibi temalar işleniyor. Kitap, sadece bir martının hikayesi gibi görünse de, insanların hayatındaki sınırlarını kaldırmalarına ve özgürlüğe kavuşmalarına yardımcı olacak güçlü bir mesaj içeriyor. Kitapta, Jonathan Livingston Martı'nın, konfor alanlarından çıkarak, kendi kabuğunu kırma, limitlerini zorlama, öğrenmeye açık olma ve hayat amacını sorgulama süreci anlatılıyor. Jonathan, diğer martıların kısıtlamalarını kabul etmeyip, özgürlük ve farklılık arayışına girişir. Bu arayış onu hem reddedilmeye hem de tanrılaşmaya götürür. Kitapta, Jonathan'ın öğrendiği dersler, okuyuculara hayatlarında sıradanlıktan çıkıp, farklılıklarını kabul etmeleri ve sınırlarını zorlamaları için ilham veriyor. Kitapta en çok Jonathan'ın cesaretini, azmini ve merakını sevdim. Jonathan, kendini geliştirmek için sürekli çalışan, yeni şeyler öğrenmeye açık ve kendi yolunu bulmaya çalışan bir karakter. Kitabın başında Jonathan'ın sürüsünden ayrılması ve uçma sanatını geliştirmesi için çabaladığı bölümler çok etkileyiciydi. Sonuç olarak, Martı Jonathan çok ilham verici ve akıcı bir kitap. Özgürlük arayışında olan, farklı olmaktan korkmayan ve kendini aşmak isteyen herkese tavsiye ederim. Kitaptan aldığım ders şu: Hayatımızın anlamını kendimiz belirleriz.

Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167.2k okunma

·

1 plus 1

·

360 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İkLim