Gönderi

Çevirinin çevirisi derken, Google translate destekli challenge
Edebiyat haberleri kısmına göz atanlar belki görmüştür, epey tartışma yaratan bir konu oldu, dil bilmeden çeviri yapmak ne kadar doğru diye. Osman Akınhay isimli bir çevirmen, Milan Kundera'nın Fransızca yazılan yaşam öyküsünü, Google translate yardımıyla ilk önce İngilizceye, ondan da Türkçeye çevirmiş ve okurların takdirine sunmuş. Bunu da kendisine yaptığı bir challenge olarak değerlendirmiş. Şimdi challenge sözcüğü kullanılınca durum daha sevimli mi görünüyor bilmiyorum ama ortada satın alınacak bir ürün var ve metnin doğruluğundan şüphe duymamak için de sanırım çok iyimser olmak gerek. İnsan kendi kendine elbette dilediği metni uygulamalar aracılığıyla çevirebilir ama aklım almıyor benim, birebir robot gibi uygulama aracılığıyla metin çevirip bunu da piyasaya para karşılığında sunmak çok değişik geldi bana. Metin non-fiction falanmış kendi deyimiyle, yani uygulamanın sınırlarını zorlamayacak türde, yani kurgu değil, kurgu olursa mecaz anlam daha fazla olabilir, bu dümdüz metin demek istiyor. Şahsen hangi mecburi durum bunu gerektirir, anlayabilmiş değilim. Çevirmen aradık, bulamadık diyor. Ben daha önce çevirinin çevirisine olumlu bakmadığımı ve bunun bana kulaktan kulağa oynamak gibi geldiğini söylemiştim. Artık en son kulağa gelene kadar ilk ağızdan çıkan cümle ne hâle gelirse. Düşünsenize bu uygulamanın çevirisinin çevirisi! Şaka gibi fakat bazı çevirmenlerin buna destek verdiğini gördüm. Bizim ülkemizde ciddi bir ahlak sorunu var, burada da bence iş ahlakıyla ilgili bir sıkıntı var. İnsanımız her şeyi içine sindirebiliyor. Bilmiyorum... İnsan hak etmediğini talep etmemeli, fakat kişinin kendi vicdan terazisi bozuksa her şeyi hakkı görebiliyor. "Almayın okumayın kardeşim!" de denebilir. Ziyan olan kağıtlar olsun. Bu sadece bir internet sitesinde yayınlanan bir yazı olsa anlarım da parayla satılan bir kitap için biraz daha titiz olmak gerekmiyor mu sizce de? Ağaçların kullanımı hep artıyor ama ağaç sayısı öyle mi? Peki doğruluğu şüpheli bir metine giden vakit?... Bilmiyorum, her şeyin sevimsiz geldiği bu çağda ziyan, her şeyde ziyan var. hurriyet.com.tr/gundem/edebiyat...
··
2,073 views
Sümeyra Özat okurunun profil resmi
Kendini kitapsever olarak addeden birinin kabul etmemesi gereken akıldan ırak bir iş. Her şeyin makineleştiği -sözde pratikleştirildiği- bu çağda, insanlar pek çok şeyi kabullenmeye/kanıksamaya meyleder oldu. Belli bir dinamizme sahip olan dilin ilkelerine aykırı gelen bu kulak tırmalayıcı haberin de pek yadırganmayacağından eminim. Bir okur nazarının yanı sıra işin bir de senin de vurguladığın gibi insani boyutu var. Değindiğin; iş ahlakı, emek, eğitim, maddi ve manevi ziyan gibi konuların her biri başlı başına öyle önemli ki... Açıkçası 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın'cı bir tutumu doğru bulmuyorum. Yalnızca yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da sorumlu olduğumuz gerçeğinin idrakinde olmak önemli. Hakkı gözetmekle yükümlüyüz. Eğer söz konusu durum, bir okur/bir insan olarak beni muhatap alıyorsa burada bana düşen bir rol var demektir. Senin yaptığın gibi çevremizi bilinçlendirici bir misyon edinmeliyiz hiç olmazsa. Bir okur dahası bir insan olarak kıymetli iletin için teşekkür ederim Kübra.
K. okurunun profil resmi
O kadar güzel ifade etmişsin ki Sümeyra, üstüne ekleyecek söz yok, ben teşekkür ederim asıl.
Resul Bulama okurunun profil resmi
Ana dilden yapılan en iyi çeviri bile yeni bir metin olarak kabul edilirken, çevirinin çevirisini, translate'ini okumak... Ben artık kitabın yazıldığı dilden doğrudan yapılan çevirileri tercih ediyorum elimden geldiğince. Diğer türlüsünü dileyen okusun, bizden uzak olsun.
K. okurunun profil resmi
Geçenlerde Hafız Divanı'na başladım, bazı sebeplerden ara vermek zorunda kaldım. Fakat baktım tek çeviriden gitmiyor, iki çeviriden aldım 30-40 şiir okudum. O kadar fark ediyor ve anlam tamamlanıyor ki insan bu tür durumlarda her defasında dile hakimiyetin ne kadar önemli olduğunu görüyor. Doğrudan çevirilerde dahi rüştünü ispatlamış kişileri tercih etmek gerek, birçok insan dil okuyor, ama ortalık kimlere kalmış.
Eylül Türk okurunun profil resmi
Bir de öte tarafta çeviri için gecesini gündüzüne katıp iki yıl emek verenler var. Espri gibi geliyor bana, kötü çevirileri eleştirmek için bunu yapabilir belki insan ama basbaya, basıma verip para kazanmak... Aklım almıyor.
K. okurunun profil resmi
Abla insanlar 4 yıl dil okuyor, rüştünü ispatlıyor, bir sürü sınavı geçiyor da öyle ortaya çıkıyor dil biliyorum diye. Bizler de bu haberlere bakıp hayret ediyoruz.
mukavvadan adam okurunun profil resmi
Hocam, bunun bir garabet olduğunu bildiği halde söylemesi, söylediğinde sanki üzerindeki kusurun kalkacağını düşünmesi... Pişkinlik de var... İnce ayrıntılarla birbirinden ayrılan ve görünüşte aynı mânâ ya gelen nüanslarla ayrılan kelimeleri nasıl ayırt etmiş... Hele ki çeviri yapılan eser yeni bir eser oluyorken... Çünkü bu ülkede yazın, edebiyata sanata değer verilmiyor herkes burda at koşturuyor... çalıntı, intihali de söylemiyorum. o büyük bir yara... Millet niye dil okuyor ki...
K. okurunun profil resmi
Challenge... Bu sözcüğün ardına daha neler sığdırılacak kim bilir... İnsanlar yıllarca dirsek çürütsün, meydanda kimler at koştursun...
1 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
mustafa tamer akder okurunun profil resmi
Hangi yayinevi basmış bu kitabı onu protesto etmek lazım yayinevini. Diğer türlü bu alır başını gider. Birde kaliteli çeviri derdi olmayan çevirmenlerin başvuru yöntemine girer. Bu habere çok üzüldüm çünkü telif haklarını satın alan yayinevi böyle çevirilere dikte edebilir. Birde bu yöntemi gizli gizli kullanan da çok olur.
K. okurunun profil resmi
Aslında bu hangi yayınevi diye bir bakındım ama bu bilgiye denk gelemedim. Kendisinin profilinde agora kitaplığı var, belki yeni yayınevlerinden biridir.
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.