Bir Aşk-ı Memnu Vakası-Spoiler İçermez-
Benzer dertler insanları birbirine yaklaştırır derler. Talihsiz yazgıya sahip iki kadın, Paul ile Virginie'nin anneleri de bu sebepten ötürü çok yakın iki dost olurlar. Dost ne kelime, kardeşten de öte olurlar. Birbirlerinin çocuklarını bile emzirirler, çocuklarını da kardeş gibi büyütürler.
Yaşamları öyle masalsıdır ki, yaşadığımız dünyayla ilgisi yoktur. Birer tarlaları vardır bu annelerin, eker biçerler, hayatlarını bu tarla sayesinde idame ettirirler. Yoksul ama tok gözlüdürler. Kimseyle konuşmaz, dostluk etmezler. Ama herkes tarafından çok sevilir, sayılırlar. İşleri güçleri insanlara iyilik yapmak, kırda çiçek toplamak falandır. Kendilerini dış dünyadan izole etmiş, mutluluğu böyle bulmuşlardır sözüm ona.
Birlikte doğup büyüyen süt kardeşler Paul'le Virginie, ergenliklerine girdiklerinde, hormonlarının doğal etkisiyle birbirlerinden etkilenmeye başlarlar. Malum, bu izole hayatta, birbirlerinden başka karşı cins insan göremeyince, mecburiyetten birbirlerine aşık olurlar. Bunun bir benzeri de Nihal'in Behlül'e aşık olmasıydı hatırlarsanız. Velhasıl iki kardeşin birbirine 'aşık' olması ve yazarın bu aşkı yüceleştirmesi, kitap boyunca rahatsız etti beni.
Biliyorsunuz ki günümüzde hâlâ bazı muhafazakar aileler, çocuklarını, daha çocukluktan itibaren karşı cinsten kaçırıp, saklıyorlar. Evlenme yaşı gelene kadar karşı cinsiyle oturup baş başa muhabbet bile etmeyen bu çocuklar, ergenliklerine girdiklerinde konuştukları ilk karşı cinse 'aşık' olduklarını zannediyorlar. Eskilerin, nikâhta keramet vardır, dedikleri olay bundan başkası değil bana sorarsanız.
Kitapta bol bol tabiat tasviri ve güzellemesi var idi. Sizin de hayal gücünüz yüksekse, tıpkı benim gibi kitabı okurken içine girecek ve çimlere uzanıp okuduğunuzu hayal edeceksiniz. Tepenizde güneş, yanınızda bahar çiçekleri, hafif nemli çimen ve bacağınızı ısıran bir karınca... Yazar hepsini sunmuz size kitapta.
Konu ve kurgu itibarıyla her ne kadar beni kendine çekemese de -hele o son nasıl bir sondu öyle Yarabbi-, altı çizilecek tonla cümle vardı kitapta. O felsefi yanını sevdim kitabın. Ve sırf o cümleleri okumanız için tavsiye edeceğim bu kitabı size. Zaten çok kısa ve akıcı bir kitap. Maksimum iki günde bitirirsiniz siz bunu. Hepiniz birer kitap kurdusunuz çünkü maşallah. Şu muhafazakarlık konusunda yorumlarınızı merak ediyorum, paylaşırsanız sevinirim. Kendinize iyi bakın hoşça kalın.