Ahmed Davudoğlu
Peygamberimiz (s.a.s),
"Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır."
Ashab sormuşlar:
"Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?"
Resûlâllah Şöyle cevap vermiş:
Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni Ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır."
Öncelikle şunu belirtmek isterim, bu yıl okuduğum 100. Kitap ve muzdarip olduğum bir konu olduğu için geniş ve uzun bir inceleme yapacağım.
"İslâm, Ne Humeyninin Şiasında, ne Suudun Vahhabisinde.. İslamı, ecdâdın kütüphanesinde bulursunuz!"
Ahmed Davudoğlu hoca ile tarafından mezhepsiz/reformist isimleri deşifre edillerek yazılmış bir kitap. Biz ehli sünnet camia yıllarca dış düşman Kemalizm ile uğraşacağız diye iç düşman mezhepsizleri, reformistler ile mücadeleyi ihmal ettik. Kitap her şeyin başı İbn Teymiyye'yi anlatarak başlıyor, İbn Teymiyye'nin nasıl üç talak'ı bir saydığını, Hz. Hasan efendimiz ve bizzat Peygamberimizin yaşadığı olaylarda üç talak'ın bir olmadığını anlatarak İbn Teymiyye'nin buna karşı çıktığı anlatılıyor. Üç talak meselesi açılmışken günümüzde yaşayan bir hoca (!)'da Üç talak hakkında, İbn Teymiyye Kur'an'a uymuştur, diğer 4 hak mezhep içtihadı Hz. Ömer'den almıştır. Diyor bu ne mezhepsizlik Ya Rab! Kitap kronolojik bir sırayla gittiği için İbn Teymiyye'den sonra sıra Efgânî'ye geliyor bu bölümde de
Cemil Meriç Bey'in Efgani hakkında bir yazısı ve Efgani'nin reformist görüşlerine yer veriliyor. Ardından Abduh sonrada genel olarak bilindik isimlerden Mevdudi, hamidullah gibi isimlerin reformist görüşlerinden ve bunlardan neden uzak durulması gerektiği anlatılıyor. Kitap mezheplerin birleştirilmesi adlı sakat düşüncenin de yasak olduğu ve yanlış olduğu anlatılıyor. Kitapta mezhepsizlik, içtihad ve mezheplerin birleştirilmesi sakat görüşüne karşı Üstad
Bediüzzaman Said Nursî 'nin de içtihad ile ilgili yazdığı bir bölüm koyulmuş. Öte yandan Yugoslavya da çıkan Hüseyin Cozu isimli bir reformist anlatılıyor kitap da bu Hüseyin Cozu'nun iki görüşü var birisi yahudi ve Hristiyanlar'ın cennete girmesi (dinlerarası diyalog) ikincisi ise Lailahe illallah yeter Muhammedun Resulullah demeye gerek yoktur. Bu iki düşünce de bizde Fetullah'ın düşünceleri idi. Demek ki gün, ay, yıl farketmeksizin her dinde reformist'in benzer düşünceleri varmış. Ben bunları anlatınca bana sert üsluplu diyorlar ne sert üslubu ya şehit
Mahmud Esad Coşan hocamız bir vaazında diyor ki "İslam hoşgörü dini değildir, İslam hırsızlığı, arsızlığı, zinayı vb. hoşgörmez." Yani İslam münafıkları da hoş görmez bir insan münafık alameti taşıyorsa buna Hüsn-ü zan yapamazsınız. Öyle ki Peygamber Efendimiz buyuruyor ya Ali seni münafıklar sevmez, Münafıklar Ali'ye düşmandır. Buyuruyor şimdi Hz. Ali efendimize veya cümle halife veya sahabe düşmanlarına nasıl Hüsn-ü Zan edillir ehli sünnet kardeşlerim. Yine bu konuda Üstad
Bediüzzaman Said Nursî "Münafık kâfirden eşeddir." Diyor. Yani münafıklar, kafirlerden daha şiddetlidir diyor. Yine bu mezhepsiz insanların birde Üstad
Necip Fazıl Kısakürek düşmanlığı vardır ama aslında bunlar üstada değil tüm ehli sünnet camia ile düşmandırlar. Hatırlayalım üstad
Sezai Karakoç vefat ettiği gün bir mezhepsiz arkasından ne yazdı "keşke Hızırla kırk saat geçireceğine Kuran ile kırk saat geçirseydi" yazdı. Bu ne demek A) Hızır (a.s.) yok demek, B) nereden biliyorsun Kur'an ile dolu bir hayat geçirmediğini demek. Bunlar bugün Necip Fazıl'ı düşürseler, sırada talebesi bir diğer üstad Sezai Karakoç var böyle böyle tüm Ehli Sünnet fikir adamlarını hedef alacaklar. Bir kez daha sesleniyorum. Ey Türk'ün, Al-i Selçuk'un, Al-i Osman'ın, kudretli padişah, hiçbir reformist'e göz açtırmayan
Yavuz Sultan Selim in evlatları titreyin ve kendinize dönün. Herkese Hüsn-ü zan etmeyin gördüğünüz mealci, reformist, mezhepsizi dilinizle, kelam ve kaleminizle, kalbinizle buğz edin ve hakikatı anlatın. Ey ehli sünnet camianın evlatları içte ki tehlike, dışta ki her tehlikeden daha tehlikelidir. Çünkü yapılar içten çürümeye başlar. Selam ve dua ile. Tüm ümmeti Muhammed'in Ramazan Bayramını tebrik eder. Türkiye'de ki ehli sünnet ulema ve halkın gözünü açmasını dilerim. Allah hak din İslam üzerine ve ehli sünnet akidesi üzerine ayağımızı sabit kılsın İNŞALLAH amin.
"Bana, “Sen şuna buna niçin sataştın?” diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!" (
