Gönderi

BÖLÜCÜLÜK
*Ülkemizde bugün sayılamayacak kadar çok tezatlara tanık olmaktayız. Bunlar içinde günlük hayatta karşılaşılanlar bir yana özellikle yüzyıllardan günümüze kadar gelen temel tezatlar önemli bir yer tutar. Bir gün bakarsınız, memleketimizin menfaatleri ile ters düşen tezatlara iyi niyetli, vatan sever bir el, millî bir kurum uzanıp tezatları çözmek ister ve ağırlığım koyar. Fakat zamanla bazı çevreler tezatların devamından çıkar umdukları için sinsi, sessiz veya var olan ortama göre sesli bir direnişe geçerek iyi niyetli müdahaleyi dondurmak, yozlaştırmak için her yolu denerler. İdealistçe girişilen milliyetçi girişimler sonuçta yumuşatılmış, hedefinden saptırılmış bir hâle getirilir. Bir gün bakarsınız iç düşmanların ileri sürdükleri gerekçeler, türlü engellemeler, bilimsel(!) bir örtü altında dış düşman çevrelerin elinde Türkiye zararına kullanılacak bir köz hâline getirilir. Büyük bir imparatorluğun önce siyasî birliğini daha sonra dinî birliğini bozup imparatorluğu Anadolu'ya hapsedenler bellidir. Hatta millî binlik sayesinde kumlan genç cumhuriyete bile dayanamayıp bölücü akımlarla cumhuriyeti parçalamak isteyenler var. Bunlar dun olduğu gibi bugün de sahnededir (Erkal, 1984:13) En büyük problemlerimizden birisi Kürtçülük ve mezhepçilik yolu ' ile oluşturulmaya çalışılan bölücülüktür. Henüz bugünkü açıklığı ile herkesin haberdar olmadığı tehlikeleri romanımız hem olumlu hem olumsuz yönde önceden ortaya koymuştur. Kültler Türklükten ayrı bir varlık bilinci ile ayrılıkçılığa sürüklenmek istenmiştir. Ayırma gayreti bugünün bir işi değildir (İlhan, 1981: 267- 268). Milletimizi kendilerine engel görenler, emellerini gerçekleştirebilmek için özellikle birkaç yüzyıldan beri yoğun bir çaba göstermişlerdir. İngiliz'i, Fransız'ı, Ermeni'si, Alman'ı, Arap’ı hem doğrudan hem dolaylı telkin ve kışkırtmalarla ayrılık tohumlan ekmiş ve yeşertmeğe çalışmıştır. Amaçlan şanlı milletimizin kendine yaraşır güç ve ihtişama sahip olmasını engelleyerek parsa toplamağa devam edebilmektir. İçimizdeki bazı gereken uyanıklığı gösteremeyenler, doğru yoldan ayrılanlar hatta ihanet içinde olanlar düşmanlara çanak tutmuştur (Işınsu, 1989: 222). *Tabii böyle millî birliği bozan hareketlere karşı hoşgörülü davrananlayız. Bir vatandaşın Kürt, Laz olması bizi asla rahatsız etmez. Fakat vatandaş, Kürtçülük, Lâzcılık etmeğe kalkarsa yani Türkiye'yi bölme gayesi peşindeki hareketlere girişirse bölücülüğe karşı kayıtsız kalamayız (Kaplan, 1976:209). Amaç bellidir. Töremiz; dinimiz bir olan bizden ayrı bir soya üye olmayan Kültleri ayırmak. Milletimizi, vatanımızı bölmek, parçalamak. Devletimizi yıkmak. Kürt milliyetçiliği oluşturarak bir Kürt devletinin kurulmasını sağlamak. *Memleketimizde bölücülük komünist hareketle de iç içedir. İki taraf da birbirlerini kullanmağa çalışır (Işınsu, 1989: 190).
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.