Gönderi

163 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kişisel kitap okuma defterimden: Şu Çılgın Türkler'den sonra okuduğum ama aslında Turgut Özakman'ın daha önce yazdığı milliyetçi duygulara değil de daha "kalbi" duygulara hitap eden roman. Aslında bu kitabın varlığından bile haberdar değildim, Buket önermeseydi okumazdım ve ne kadar çok şey kaçırdığımın farkında bile olmadan cahil hayatıma devam ederdim. Adı üstünde romantik bir kitap. Bir 80'ler kadınını, o kadının 60'lar kafasındaki eski üniversite hocası yeni yayınevi sahibi babasını, ikisinin arasındaki baba-kız ilişkilerini, aile yaşantılarını, aşklarını, yasak aşklarını anlatan bir kitap - diyeceğim yine de yavan kalacak. Çünkü vıcık vıcık romantizmden fazlası var bu kitapta. Kurgusu, dönemler hakkındaki tespitleri, olaylar olurken karakterlerin iç dünyalarını ustaca dahil etmesi, bölümler arası geçişleri ve özünde de aşkı anlatma biçimiyle etkileyiciydi. Turgut Özakman akmış coşmuş gitmiş bu kitapta. Üstelik tüm bunları yaparken bir kısımda da resim tarihinden zerre anlamayan okuyucuya resim tarihi öğretmeye kalkıyor. Belki de çok "tasvip edilecek" şeyler anlatmıyor, neticede yasak bir aşk da içeriyor, ama ne anlatıyorsa cesurca anlatıyor. Kitabın en sevdiğim cümlesi de şuna benzer bir şeydi sanırım: "60'lılar savaşmayı biliyordu sevişmeyi bilmiyordu, 70'liler sevişmeyi biliyor savaşmayı bilmiyordu, 80'liler her ikisini de bilmiyor, bakalım 90'lılar nasıl olacak?" Turgut Özakman bunu yazarken acaba aklından 90'lıların savaşmayı da sevişmeyi de bilen ama ikisinden de çabuk sıkılan maymun iştahlı jenerasyon olduğunu geçirmiş midir? Çünkü bence öyle. Y kuşağı öncekilerin hiç olmadığı kadar hızlı yaşıyor hayatı. (Aah ah bu gençler hep böyle işte azizim!) ...
Romantika
RomantikaTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20214,819 okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.