Gönderi

72 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 hours
Aşk, Aldatmak ve Aşkın Aldatıcı Etkisine Dair Bir Oyun: Şamdancı
"Sevda peşinde koşmak, netice itibarıyla, pek zararlı bir iş." -Alfred de Musset 1. Alfred de Musset Kimdir? 1810’da doğan Fransız yazar, 47 yıllık yaşamına birçok eser sığdırdı. Yalnızca 1 romanı olmasına rağmen, 21 oyun, 12 öykü ve 25 şiir kaleme aldı. 19. yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli yazarları arasında yer alan Musset,
Victor Hugo
Victor Hugo
,
Charles Nodier
Charles Nodier
gibi Romantik akımın önemli temsilcileriyle aynı çevrede yer aldı. Fransız İçişleri Bakanlığı’nın kütüphanesinde kütüphanecilik yapan
Alfred de Musset
Alfred de Musset
'in ayrıca 1952’de Academie Française’e üye olarak seçildiğini de belirtmek gerek. Genç yaşlardan itibaren yazdığı şiirler ve oyunlarla dünya edebiyatının unutulmaz isimleri arasına girdi. Henüz 20 yaşındayken sahnelenen bir oyununa gelen olumsuz eleştirilerden sonra tam 17 yıl boyunca oyunlarının uyarlanmasına izin vermedi. Buna rağmen oyunları Fransa'da en çok sahnelenen yazarlar arasındadır. 2. Eserleri Hakkında: Hayır, bana gülümsediğinde, bu beni sevdiği için değildi, ama onu sevdiğimi gördüğü için gülümsedi. Bana elini uzattığında, bana kendini vermedi belki, ama kalbimi ona vermeme izin verdi. Bana "seni seviyorum," dediğinde "Beni sevin," demek istiyordu. (sayfa 55)
Marianne'in Kalbi
Marianne'in Kalbi
,
Lorenzaccio
Lorenzaccio
,
Bir Heves
Bir Heves
,
Fantasio
Fantasio
,
Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı
Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı
gibi oyunları da Türkçeleştirilmiş olan Musset’in “
Şamdancı
Şamdancı
” oyunu ilk kez 1848’de sahnelendi. Uzun bir sürenin ardından oyunlarıyla yeniden tiyatro sahnelerine dönen Musset’in bu oyununun diğerlerine göre daha geleneksel bir yapıya sahip olduğu ifade edilir. Kısa bir zaman dilimini kapsayan oyunda toplamda 8 karakter bulunur ve 3 perdeye sahiptir. Bir şair de olması sebebiyle oyunlarına şiirsel bir dilin hakim olduğunu söylemek mümkündür. Komedya olarak ifade edebileceğimiz Şamdancı’nın lirik pasajları eseri daha güçlü gösteren unsurlar arasında. Şamdancı aynı zamanda Alfred de Musset’in hayatından da izler taşır. Yazar henüz gençken bir kadına aşık olur fakat o kadının aşık olduğu başka bir adam vardır ve bu durum Musset’i bir hayli üzer. Bu olaydan yıllar sonra yine benzer bir olayın içinde bulur kendisini ve nihayetinde böyle bir oyun ortaya çıkar. Şairin içsel dünyasının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Komedi unsurları ağır basan eserin trajik bir yönü olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Yaşananlar absürt ve sıra dışıdır. Kimi karakterler halinden memnun olsa da, hüznün hakim olduğu karakterler de yok değildir. 3. "Şamdancı" Nedir?: “…insanlar aşkı kanatlı ve tirkeşli bir melek şeklinde tasarlamışlar; oysa sırtına bir gocuk, kafasına bir papak geçirmiş bir yabanördeği avcısı şeklinde gösterilmesi daha doğru olur.” (sayfa 42) Üzerine yahut içine mum yerleştirilen bir objedir şamdan. Şamdancı ise aydınlatma işleriyle uğraşan ve şamdan yapıp satan kişilere denir. Bu şamdanın normal ve herkesçe bilinen bir anlamıdır. Argodaki anlamı ise bambaşkadır ve Alfred de Musset'in oyununda kullandığı anlam da argodaki halidir. Kadınla platonik bir ilişki kuran ve kadının gerçek aşığının gizli kalmasını kabullenmiş kişidir şamdancı. İki sevgili arasında bir paravan görevi üstlenen ve bunu bilinçli olarak yapan kişidir. Gizli kalması gereken ilişki şamdancı sayesinde gizliliğini korur. Komedi ve trajedi unsurlarını bir arada barındıran Musset'in oyununu bu gözle okumak gerekir. 4. Şamdancı Oyununa Dair: "...kalbin zengin olduğu bir çağda dudaklar pintilik etmez." (sayfa 42) Oyunu kısaca özetlemek gerekirse eğer, eşini aldatan bir kadının türlü oyunlarla bunu ört bas etmesi ve sürekli kendini haklı çıkarması diyebiliriz. Elbette kocasının olayları yeterince idrak edemeyen ve şaşkın bir karakter portresine sahip olduğunu da unutmamak gerekir. Aldatıldığını hisseden bir insanın daha sert tepkiler vermesine alışkın olduğumuz gerçek yaşamla kıyasladığımızda kocanın tavırlarının tiyatrovari olduğunu sezeriz. Yazar bu durumu “eşine çok aşık bir adam” mottosuyla açıklamaya çalışır ve davranışlarına haklılık katar. Bu konuda karar merci ise okurdur. Kadın için de erkek için de aldatılmak son derece kötü bir durumdur. Aldatmak ise affedilemez boyutta bir insanlık ayıbıdır. Jacqueline’in kocası Üstat Andre’yi Clavaroche adlı bir süvari subayıyla aldatıyor olmasının hiçbir haklı yanı bulunmuyor elbette. Eşinin ona herhangi bir yanlışının bulunmadığı, üstelik sevgisinin üst düzey olması da otomatikman Jacqueline’i eleştiri oklarının hedefi haline getiriyor. Fakat oyunun ana amacı bir suçlu ilan edip onu cezalandırmak değildir. Daha çok bunu absürt mizah seviyesine indirgeyerek okurların ve izleyicilerin yüzünde tebessüm uyandırmaktır. Açıkçası Alfred de Musset’in bunu başarmış olduğunu da söylemek gerekir. Fortunio, Guillaume ve Landry adlı 3 kişi Üstat Andre’nin kâtipleridir ve ona fazlasıyla sadıklardır. Aralarında konuşurlarken ister istemez dedikodu yapılır ve Üstat Andre’nin eşi tarafından aldatıldığı bu şekilde ortaya çıkar. Bu durumun kulağına gitmesi onu pimpirikli bir koca rolüne soksa da, Jacqueline’nin kurnazca her türlü soruyu ekarte etmesi ve kendisini haklı çıkarması, işinin çok da kolay olmayacağını ifade eder bize. Evin hizmetçisi Madelon ve bahçıvanın de olaylara dahil olması birçok yanlış anlaşılmayla devam eder ve sonuç olarak birbirini izleyen bir dizi komik olaya şahitlik ederiz. Jacqueline’i seven genç kâtip Fortunio’nun içsel hesaplaşmaları ve şiirsel bir dille aşkını ifade edişi oyunu lirizm anlamında başarılı kılıyor. Saf aşık rolüyle, diğerlerinin arasında âdeta yok olduğunu görüyoruz Fortunio’nun. Oyunda “gerçek aşk” olarak ifade edebileceğimiz tanıma en yakın kişinin Fortunio olması fakat en geri planda da yine onun olmasıyla aşkın kırılganlığını resmetmiş olabilir Musset. Hayatında yaşadığı bir olaydan yola çıkarak bu eseri yazdığını düşündüğümüzde de Fortunio’nun kendisini yansıttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Jacqueline’in Clavaroche’u ve onun da Jacqueline’i bedensel zevkleri için kullanıyor olması aşk kavramını gölgelese ve aldatmanın iyi bir şey olmadığını bizlere hatırlatsa da, oyunu asıl komedi sınıfına sokan şey elbette ki bu durum değildir. Kısa bir süre içinde işlerin ters gitmesi ve kullanan kişilerin kullanılan kişilere dönüşmesi bir nevi ilahi adalet temasını akıllara getiriyor. Koca rolüyle karşımıza çıkan Üstat Andre’nin hâlâ eşine büyük bir bağlılık hissetmesi, ona koşulsuz şartsız güvenmesi ve gözlerinin önünde yaşanan hiçbir şeyi görmemesi ise tabii ki insanın zaaflarının ölçüsünü resmediyor bizlere. Bağlılığın aşkın da önüne geçmiş olmasının tehlikelerini gün yüzüne çıkarıyor. Güven ve sevgi kavramlarının boyutları üzerinde düşünmemizi sağlıyor. 5. Son Söz: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi'nde yayımlanan Şamdancı'nın çevirisi
Bedrettin Tuncel
Bedrettin Tuncel
ve
Sabahattin Eyüboğlu
Sabahattin Eyüboğlu
'na ait. Oyunun birinci perdesinde
Nurullah Ataç
Nurullah Ataç
'ın da çevirmenliğe destek verdiği dipnot olarak düşülmüş. Ayrıca Tuncel tarafından yazılan bir de önsözü bulunduğunu eklemek gerek. Fransız edebiyatı her alanda olduğu gibi tiyatro alanında oldukça güçlüdür.
Pierre Corneille
Pierre Corneille
,
Pierre de Marivaux
Pierre de Marivaux
,
Molière
Molière
,
Pierre Beaumarchais
Pierre Beaumarchais
,
Jean Racine
Jean Racine
,
Alfred de Vigny
Alfred de Vigny
,
Victor Hugo
Victor Hugo
akla ilk gelen dünya çapında isimlerdir. Bu isimler arasında yer alan
Alfred de Musset
Alfred de Musset
'in eserleri de hem Fransız edebiyatına hem de dünya edebiyatına çok şey katmıştır şüphesiz. Musset'le henüz tanışmamış olan okurlar için Şamdancı iyi bir tercih olabilir. Keyifli okumalar dilerim. “Şu dünyada hak yerini bulmalı.” (sayfa 68)
Şamdancı
ŞamdancıAlfred de Musset · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2015199 okunma
··
2,404 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.